Yıllık
milli gelir verileri ve dış borç stok rakamları açıklandı. İkisine birlikte
bakınca ilginç bir durum ortaya çıkıyor.
Önce
milli gelire bakalım. 2015 yılında
ekonomi yüzde 4 büyümüş.
Azımsanmayacak bir performans. Dünya bu kadar sıkıntı
içindeyken, Türkiye’nin büyümesi dikkate değer.
Büyümeye
en büyük katkıyı hanehalkının ve devletin tüketim harcamaları yapmış. Diğer bir
deyimle, iç tüketimle büyümüşüz. Hani o ihracata dayalı büyüme modeli vardı ya.
Geçen yıl bir kenarda kalmış.
Peki,
tüketim için nereden kaynak bulunmuş acaba?
Dışarıdan.
Gelin
rakamlara bakarak konuya biraz açıklık getirelim.
Önce
dolar olarak GSMH rakamları. 2014
yılında 800 milyar dolar olan milli gelir, 2015’te 720 milyar dolara düşmüş.
Öncelikle bir konuya açıklık getirmekte yarar var. Bu düşüşün bir nedeni TL/$
kurunda yaşanan değişme.
Ancak
gelin dış borç stok rakamlarına yakından bakalım.
Aşağıdaki
Tabloda, Türkiye’nin 1989, 2001, 2014 ve
2015 yıllarına ait dış borç stok rakamları yer alıyor. Eskiye gitmemin
nedeni, o yıllarda ne kadar az borçla idare edebildiğimizi görmeniz için.
Bununla
beraber, Tabloda en dikkat çeken veri, 2014’ten 2015’e dış borç stokunun 4,7
milyar dolar azalması. Burada sormak lazım; Milli gelir 80 milyar dolar kadar azalırken, dış borç stokunun daha
fazla düşmesi gerekmez mi? Hadi bir bölümü kur etkisinden. Diğer kısmı?
Bir
aile düşünün. O yıl geliri azalıyor, ama borçları azalmıyor. Cevabını
aradığımız soru bu.
Bir
seçenek, özel sektörün, özellikle reel
sektörün, fazla borçlanması olabilir. Genel olarak bankalar borçlarını
azaltırken, reel sektör borçlanmaya devam etmiş.
Burada
bir parantez açarak, dış borç stokundaki önemli bir değişime dikkatinizi çekmek
isterim. Yıllar itibariyle, dış borç
stokunda borçlu yapısı değişmiş.
Bu çok önemli bir değişim.
1989
yılında, bankların dış borçlarının toplamı, toplam dış borçların yüzde 12’si
kadarmış. Bu oran geçen yıl yüzde 41’i geçmiş. Benzer şekilde, reel sektörün
toplam borç içindeki payı 1989’da yüzde 6 kadar iken 2015’te yüzde 32’ye yaklaşmış.
Böylelikle bankalar ile reel sektörün
borçları geçmişte yüzde 18’lik paya sahipken, şimdi yüzde 73’e ulaşmış.
Artık
devlet eskisi kadar dış borç almıyor. Dış
borçların üçte ikisi özel sektöre ait.
Yukarıda
aradığımız bir cevap ta burada olabilir. Şirketler
ve/veya bankalar dışarıdan borçlanıyor. Kredi olarak bayilere ve tüketicilere
dağıtıyor. Alınan borçların bir bölümü tüketime gidiyor. Diğer bir bölümü
de borç geri ödemesine, dış borçların azaltılmasına yarıyor.
Özetle
alınan dış borçların büyük çoğunluğu, büyümeye olumlu etki yapacak alanlara
gitmemiş. Gelir yaratmayan alanlarda
kullanılmış. Şimdilik sorun gibi görünmeyen bu gelişme, borç geri ödeme
zamanı gelince, döviz geliri olmayanların başını ağrıtacak.
İyi de hocam geri ödeme zamanı nezaman gelecek.Bütçe fazla veriyor,ekonomi büyüyor,dolar,faiz düşüyor.
YanıtlaSil