Mali disiplinin
önemli göstergelerinden olan kamu borç stokundaki değişimi, 2014 sonu
itibariyle ele almaya çalışacağım. Sizi uzun uzun rakamlarla boğmamak ve yazıyı
çok uzatmamak için tablolar üzerinden, özet bilgiler vereceğim.
Tablo 1: Kamu borç stokunun değişimi
Kamu borç stokunun artışı son
yıllarda yavaşladı. Tablo 1’den de görüldüğü gibi, geçen sene iç ve dış
borçların anapara toplamlarında sadece 12 milyar liralık bir değişim var. Böylelikle
son on bir yılda, 109 milyar lirası dış borçtan, 202 milyar lirası iç borçtan
olmak üzere toplam 329 milyar liralık yeni borç alınmış. Kamu borç stoku 612 milyar liraya ulaşmış.
Tablo 2: Artışın TL döviz ayrımı
Tablo 2’den görüleceği gibi,
artışın çoğu dış borçlanmadan kaynaklanıyor. Hazine son iki yıldır, önceki
yıllara göre daha fazla dış borç alıyor. Ama tek neden bu değil, asıl neden
dolar kurunda görülen hızlı artış.
Tablo 3: Stok artışı ile bütçe açığı arasındaki fark
Tablo 3’e biraz yakından
bakmanızda fayda var. Dikkatinizi çekmiştir. Stok artışı, bütçe açığından
fazla. Örneğin geçen yıl milli gelirin yüzde 1,3 kadar açık verilmişken, kamu
borç stoku yüzde 1,5’u kadar artmış. Bunun anlamı şu: Hazine sadece bütçe
açığını finanse etmek için borçlanmıyor. Genellikle açıktan daha fazla yeni
borç alıyor. Bunun ana nedeni borcu çevirmek için de yeni borç alması. Diğer
bir nedeni de garantiler gibi bütçe dışı işlemler nedeniyle oluşan nakit
ihtiyacı. 2001 Krizinde fark rakamının çok büyük olmasının nedenlerinden birisi
biriken görev zararı ödemeleri.
Tablo 4: Sürdürülebilirlik
Borçların sürdürülebilirliği
konusunda birçok gösterge var. Birisi de bütçe gelirleri ve vergi gelirleri ile
borç stoku arasındaki ilişki. Tablo 4 bize olumlu sinyal veriyor. Kamu borç
stoku eskiden toplam bütçe gelirlerinin 2,5 katı kadarken şimdi 1,5 katı kadar.
Son yıllarda, toplam bütçe gelirlerindeki artış borç stokundaki artıştan daha
hızlı olmuş.
Benzeri değişim borç stokunun vergi
gelirlerine oranında da görülüyor. Ancak oradaki oran, doğal olarak, daha
yüksek. Çünkü bütçe son yıllarda vergi dışı gelirlerle destekleniyor. Sorun da burada:
Daha ne kadar özelleştirme yapılacak? Ne kadar bedelli askerlik kanunu çıkacak?
2B arazisi satılacak?
Tablo 5: İç borçlanmada faiz yükü
Yukarıdaki tablodan da
görüldüğü gibi, iç borçlanmanın faiz yükü azalmıyor. Yıllık olarak, bütçeye milli
gelirin yüzde 5’i ile 7’si arasında bir yük geliyor. Az para değil. Buna bir de
dış borç faizini eklerseniz, bütçenin açık nedeni ortaya çıkar.
Tablo 6: Stokun enstrüman yapısı
Dış borçla beraber alındığında
kamu borç stokunun büyük kısmı sabit faizli. Yükselen faiz ortamından iyi bir
şey olan bu yapı, düşen faiz ortamında çok hoşlanılan bir durum değildir. Genellikle
güven ortamının geliştiği dönemlerde faizler sabitlenir, kriz ortamlarında
değişken faizli enstrümanlar rağbet görür. Tablodan da görüleceği üzere 2008
Krizi döneminde böylesi bir gelişme yaşanmış.
Tablo 7: Stokun TL yabancı para dağılımı
Ancak dövizi sabit olarak
kabullenmek imkansız olduğuna göre, sabit değişken ayrımını TL kağıtlar için
yapmak daha akılcı olacak. Bu bağlamda Tablo 7’ye bakınca, stokun asıl sabit
bölümünün sadece yüzde 38’i olduğu anlaşılıyor. Kalan yüzde 62’si ise değişken
faizli ve döviz. Bu durumda döviz kurlarında ve/veya faizlerde oluşan bir
değişim, kamu borç stokunun üçte ikisini etkiliyor. Diğer bir deyimle, böylesi
durumlarda stok durduğu yerde büyüyor veya küçülüyor.
Tablolar bize, şimdilik çok
sorunlu bir görüntü vermiyor. Önemli olan dışarıdan, örneğin FED ‘den, gelecek faiz ve kur yükselişine yönelik
baskıların aşırı olmaması. Olursa bir süre sonra borç stokunda hareketlenmeler başlayabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder