24 Nisan 2018

Seçimlerden sonra bir ekonomik program uygulanır mı? (Siyasetçilere Öneriler 2)


Siyaset bir günde değişiyor. Tam konuyu anlamaya çabalarken birden bir haber geliyor ve her şey tam tersine dönüveriyor. Sonra dönüp piyasalarda ne oluyor diye merak ediliyor? Neler olduğunu biz anlayamazken, yabancı sıcak para yatırımcısının anlamasını beklemek saçmalık olmaz mı?

Neyse biz gelelim baskın seçim kararının neden alındığına. Sayın Devlet Bahçeli’nin konuşmasından benim anladığım, diğer nedenlerin yanı sıra, ekonomideki dengelerin 2019’a kadar sürdürülemeyeceği. Benzeri görüşü Sayın Mehmet Şimşek’te belirtmişti. Muhalefet zaten ekonomide sorunların derinleştiğini söylüyor.

Demek ki hemen hemen tüm partiler ekonominin kapsamlı bir bakıma alınması gerektiği konusunda hem fikir. Sadece nasıl olacağı ve nelere öncelik verileceği konusunda farklı yaklaşımlar var.

Piyasa oyuncularının bazıları da seçimden sonra önemli kararlar alınacağı yönünde ciddi bir beklentiye girmiş görünüyorlar.

O zaman duruma bir bakalım.


Önce bir saptama yapmakta yara var: Eğer baskın seçim sonuçları çok beklenmedik bir şekilde olmazsa, Mart 2019 yılında yapılacak mahalli idare seçimlerinden önce, etkin ve kapsamlı bir ekonomik programın uygulanabileceğini sanmıyorum.

Pek haddime değil ama belki yararı olabilir umuduyla, partilerinin ekonomik programlarını hazırlayanlara bazı hatırlatmalar yapmama izin verin.

Bu işin öncelikli kuralı, olmazsa olmazı şu: Hazırlanacak program teknik olarak uygulanabilir, siyasi olarak desteklenebilir, halk tarafından da kabul edilebilir olmalıdır. Bu bağlamda partilerin teknik ekiplerinin yeterliliği ve becerisi önkoşuldur. Sıcak paraya bu kadar bağımlı bir ekonomide, teknik olarak ayakları yere basmayan, havada uçan bir ekonomik programın uygulanma şansı sıfırdır. Öte yandan eğer siyasiler seçime kadar destek verirler ardından vazgeçerlerse o program da başarısız olur. Daha önemlisi halkın kabul etmediği bir ekonomik programı uygulama imkânsızdır. Çünkü dokuz ay sonra seçim var.

Bunlar halledilir ve hazırlıklara geçilirse, programın iki ana dalı olmalı.

Para politikasında ilk karar verilecek şey Merkez Bankası’nın bağımsızlığı. Ardından büyümenin Banka’nın amaçları arasında nasıl yer alacağı?

Ekonomi programı demek özünde maliye politikası demektir.

İlk sözüm şu: Program borçları azaltacak bir mali kuralla başlamalıdır. Ardından gelir dağılımını düzeltmeyi hedefleyen kapsamlı bir vergi reformuyla başlamayan bir ekonomik programı kenara koyun. Dolaylı verileri azaltan, başta rant olmak üzere gelir ve kazançları vergilendiren anlayışı esas alan bir vergi sistemine geçmek bir zorunluluktur. Tabi kayıtdışıkla mücadeleyi unutmadan.

Harcamalara çok kısaca bakalım.


Devlet istihdam sorunun kamuya eleman alarak nereye kadar çözebilir. Burada her yıl şişen personel harcamalarına dikkat etmek gerek.

SGK’ya yapılan transferlerin artış hızını durduracak önlemler mutlaka programda yer almalı.

Hanehalkına yapılan sosyal transferler, yoksulluğu azaltmıyor. Üretime yönelik transferlere öncelik verilmeli.

Tarımsal destekler planlama esaslı olmalı. Bütçeye milli gelirin yüzde 1’i kadar ödenek konmalı.

Teşviklerin çok büyük kısmı sanayiye yöneltilmeli. Ama öyle un fabrikasına don atölyesine değil. Enerjide ve üretimde dışa bağımlılığı azaltacak, teknolojik yenilikleri öne çıkaracak, gerektiğinde bölgesel kalınmaya yardımcı olacakları.

Yatırımlarda kamu ihale sistemi mutlak anlamda yeniden ele alınmalı. Öncelikli sektörler yeniden belirlenmeli.

KİT’lerin ekonomiye yük olmayacak şekle yeniden yapılandırılması için kapsamlı programlar hazırlanmalı.

Kamu Özel sektör İşbirliği (KÖİ) projeleri dâhil verilen garantiler ve borç üstlenimlerinin detaylı bir envanteri çıkarılmalı. Olası yükler sağlıklı varsayımlarla hesaplanmalı ve sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmalı. Projelerin geleceği konusunda seçenekler hazırlanmalı.

Bunların yanı sıra; jeo-politik riskleri azaltma, şirketlerin ve hanehalkının borçlarını minimuma indirme, sıcak paranın akılcı yönetimi, hukukun üstünlüğü gibi ana konular da programda yer almalı.

1 yorum:

  1. Son 10 yılda yaşanan suni refahın (gelecekten ödünç alınan refah)taksitleri başlayacak.Kahvaltıda Kars Gravyeri yerine çökelek yenecek ve bir şekilde bu taksitler fakirleşerek,reel gelire orantılı,bir yaşam tarzı ile ödenecek.

    YanıtlaSil