Dünyada döviz
bolluğunun sona ermek üzere olduğu artık genel kabul görmüş bir görüş. Tek
tartışma hangi hızla olacağı konusunda.
Uluslararası Finans
Enstitüsü IFF, 2018 için bulunduğumuz bölgeye yönelik olarak yaptığı tahminlerde,
doğrudan yabancı sermeye girişlerinin biraz artacağını belirtiyor. O da yeni
yatırıma değil, hisse senedi olarak. Buna karşılık tahvil ve hisse senedi piyasalarına
girişler ve banka kredileri 2017’ye göre azalacakmış.
Bu şartlarda Türkiye’nin
döviz ihtiyacı ne olacak ona baksak iyi olacak.
T.C. Merkez Bankası’na
göre, temmuz sonu itibariyle, kalan vadeye göre bir yıldan kısa vadeli dış borç
stokunun toplamı 170,5 milyar dolar. Önümüzdeki bir yıllık sürede, kamu (TCMB
dahil) 7 milyar $, bankalar 94,5 milyar $ (49 milyar $’ı kredi kalanı mevduat),
reel sektör ise 69 milyar $ dış borç ödemek ve/veya yeni borç bulmak zorunda.
Bu tutara yaklaşık 35
milyar dolar kadar olacağı tahmin edilen cari açığı da ekleyin. Toplam döviz ihtiyacı, üç aşağı beş
yukarı 205 milyar dolar eder.
Bu parayı kim
getirecek?
Bankalarla başlayalım. Bankalar
isterlerse 49 milyar dolarlık yeni krediyi rahatlıkla bulurlar. Sadece eskisine
oranla daha yüksek faiz ödemek durumundalar. Aynı şey mevduat tarafı için de
geçerli. Yüksek faiz ödedikleri sürece kimse mevduatını çekmez.
Burada kritik soru şu;
Banka öncesine oranla daha yüksek faizle
bulabildiği dövizli borcu ve döviz mevduatını ne yapacak? Ya reel sektöre
ve hanehalkına kredi olarak dağıtacak ya da Hazine’ye borç verecek. Vereceği
borç dövizli olacaksa kur riskini banka değil alan üstlenecek. TL olacaksa o
zaman kur riskini de dikkate alarak işlem yapacak. Kredi biraz daha pahalılaşacak.
Buradan ikinci soruya
geçelim. Reel sektör ve hanehalkı daha pahalı olan yeni krediyi neden alacak? Şirketler
yatırım, işletme veya ithalat için, hanehalkı da tüketim veya konut için. Sizce
pahalılaşan krediye talep eskisi kadar olur mu? Olursa bankalar dışarıdan yeni
döviz borcu bulup Türkiye’ye getirirler ve ekonominin döviz ihtiyacı olmaz.
Aksi bir durumda döviz talebini karşılamak için ya reel
sektör ya da kamu bir şeyler yapmak durumunda kalacak.
O zaman reel sektörün
dış borçlarını yenileme iştahına bakmak lazım. Şirketler ithalat için döviz
kredisi talep ederler. Sadece ithal ettikleri ürünü rahatlıkla satabileceklerine
inanıyor olmaları lazım. Bunun için de ekonomide talebin canlı olması gerek. O
da hanehalkının ve kamunun gelirlerinin ve harcamalarının bu yıla göre artıyor
olmasına bağlı.
Hanehalkının harcanabilir gelirlerinde durum artış yönünde
değil. Yeni vergiler ve düşük maaş/ücret artışları harcanabilir
geliri düşürecek. Talepte eskisi kadar canlılık göremeyeceğiz.
O zaman hane halkının ve onlara mal satacak şirketler
kesiminin, yeniden yüksek faizle döviz borçlanma konusunda ne kadar arzulu
olacakları da tartışmalı.
Bu arada hatırlatayım.
Şimdiye kadar ödenmesi gereken 170,5 milyar dolar kadar yeni borç alınıp
alınmayacağını konuşuyoruz. Bir de cari
açığın finansmanı için 35 milyar doların nasıl bulunacağı konusu var.
Bana öyle geliyor ki
bu döviz bulma işi eninde sonunda kamuya
kalacak. Demem o ki, kamu, faizlerin yükselmekte olduğu bir dönemde, ödediğinden
daha fazla dövizle borçlanmak zorunda kalacak. Buradan tüm döviz açığını kamu kapatacakmış gibi anlam çıkmasın.
Öyle bir şey mümkün değil. Eğer bu yıl olduğu gibi yapılmaz ve 4749 sayılı Kamu
Borç Yönetimi Kanunun hükümlerine uyulursa bir borçlanma limit var. O da OVP ye
göre 65,9 milyar lira + %5 + %5 = 72,7 milyar lira. Yakında açıklanacak Hazine Finansman
Programında ayrıntıları göreceğiz.
Doğru;Halkın gözyaşı...
YanıtlaSilMesele halkın gözyaşı değil, boyun eğmesi.
YanıtlaSilBoyun eğen mazlumlar gözyaşı döker anlamında.....
SilŞuan itibariyle dolar ve euro yüzde beş civarında arttı. Sabaha kadar Kim bilir ne kadar daha artacak.
YanıtlaSilEkonomik gidişat hiç iyi değil maalesef.
Yazınız çok bilgilendirici olmuş, kaleminize sağlık
Risk sıralaması yaptığımızda;
YanıtlaSil1- özel sektör dış borç servisi
2- banka döviz mevduat yükümlülükleri
3- banka dış borç servisi
TCMB nin dış borç servisini saymıyorum; TCMB nin ödeyememesi gibi bir durum var ise biz zaten ölmüşüz demektir😊 Başka hiç birşeyi saymaya sıralamaya gerek yok.
Cari açığın finansmanını da listeye koymadım. Finansmanı bulacağız ki cari açık oluşacak😆 Sizlerden öğrendiğimiz üzere...
Özel sektörün dış borcu 69 milyar USD derken, alacaklı taraf yurt dışı yerleşikler oluyor sanırım. Yani bankalara olan döviz borçları bu 69 milyarın içinde değil.
Tek risk özel sektörün üzerinde yoğunlaşıyor sanırım.