3. Havaalanı Projesinin finansmanı ve Hazine
garantilerini ele alan 20 Ekim 2015 tarihli yazımı şöyle bitirmiştim: “Ancak
benim gibi ikinci seçeneğe doğru cevap diyenlere son bir hatırlatma yapayım. 4,5
milyar Euro ‘luk kredinin 3,4 milyarlık bölümü kamu bankalarından verilmiş.
Onlar da dövizi dışarıdan borçlandılar. Yarın olurda kamu bankalarının döviz
ihtiyacı doğarsa, onların da sahibi olan Hazine, “çocuklarının” borçları
karşısında ilgisiz mi kalacak? Olabilir mi?”
Soruya cevap vermeye çalışayım.
Kamu bankaları, bir projeye döviz kredisi
verecekleri zaman, aynen diğer bankalar gibi, ya döviz tevdiat hesaplarından ya
da dışarıdan buldukları kaynaklardan fon sağlarlar.
Gazetelere yansıyan bilgilere göre projeye, TCZB yaklaşık 1,5 milyar Euro; Halkbank ve
Vakıfbank, yaklaşık 950 şer milyon Euro finansman sağladılar. Duyumlarım
doğru ise kredinin 4 yıl civarında ödemesiz dönemi var ve vadesi 10 yıldan
fazlaymış. Ama altını çizeyim bilgilerimin çoğu gazete haberi.
İşin bu tarafı tamamen teknik ve ticari. Her
banka gibi kamu bankaları da uygun gördükleri bir projeye kredi verebilirler.
Yalnız onları diğer bankalardan ayıran bir özellikleri var. Adı
üstüne onlar “kamu bankası”. Sermayeleri Hazine’den veriliyor. Dolayısıyla tüm
faaliyetleri devlet tarafından denetleniyor. BDDK denetiminden
ayrı olarak TBMM KİT Komisyonu’nda hesap veriyorlar. Eğer yanlış yapıldığı,
kamu çıkarlarına ters işlem yapıldığı anlaşılırsa, yüce Meclis faaliyetlerini
ibra etmiyor. Sorumluları mahkemeye veriyor.
Şimdi gelelim kamu bankalarının bu kadar büyük
kredi verirken kullandıkları kaynaklara.
Veriler Hazine Müsteşarlığı Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü’nün
her ay yayımladığı Kamu Borç Yönetimi Raporlarından ( https://www.hazine.gov.tr/tr-TR/Rapor-Sunum-Sayfasi?mid=614&cid=22&nm=40#) 2014 yılı için Ocak 2015 tarihli, Ocak-Ağustos 2015 arası dönem için de aynı
raporun Eylül 2015 sayısının19. ve 22. sahifelerine bakılabilir.
Raporlardan da görüleceği gibi, kamu bankaları 2014 yılında 2,3 milyar 2015
yılında ise 2 milyar dolarlık Hazine garantisiz dış borçlanma yapmışlar. İki
yıllık toplamın sadece 800 milyon dolar kadarı Halkbank’a ait. Kalanı TCZB’nin.
Ziraat Bankası borçlanmalarının büyük
çoğunluğunu finansman amacıyla yapılmış. Yani içeride verecekleri döviz
kredilerinin bir bölümünü buradan finanse etmişler. Borçların içinde 5 yıl
ödemesiz 5 yıl vadeli olanlar çoğunluğu oluşturuyor. Vakıfbank daha çok
KOBİ’lere dağıtmak amacıyla Hazine garantili dış borçları almış. Miktarı da çok
büyük değil. Burada dikkati çeken şey; haberler
doğru ise, verilen kredinin vadesi ile bulunan kaynaklarınki pek uyumlu
görünmüyor.
Gelelim eski bir Hazine garantisiz dış borç
hikayesine.
1990’lı yılların başları. Ankara Büyükşehir Belediyesi metro
inşaatı için Japon piyasalarında tahvil ihraç eder. Hazine garantisi istenmez. Borç alınır inşaat hızlanır. 1994 yılında belediye başkanı
değişir, İ. Melih Gökçek seçilir. Önceki başkan zamanında alınan dış borcun
kendisini bağlamadığını söyler, borçları ödemez.
Dönem 1994 Krizi dönemidir. Ülkenin dövize,
dış borca ihtiyacı en üst düzeydedir. Hazine yetkilileri dış borç almak için Tokyo’ya
giderler. Japonlar hemen Ankara Metro
borcunu önlerine koyarlar. Bu borç ödenmeden yenisi için piyasaya çıkmanın
mümkün olmadığını söylerler.
Hazine teknisyenleri alel acele bütçeye bir madde ekler ve
Ankara Metrosunun borcunu, daha önce garanti vermedikleri halde öderler. Hazine hesaplarına Ankara BB’nden alacak kaydederler.
Kısacası Hazine en olmaz zamanda, hiç hesapta
yokken, bir kamu kurumunun borcunu ödemek zorunda kalır.
Sadece bilginiz olsun istedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder