16 Eylül 2016

Ceza kes tahsil etme

Mülkiye’deki hocalarım bize devletin kurallalar ve kurumlar bütünü olduğunu öğrettiler. Diğer bir deyimle, kural koymak, uygulamak, gerektiğinde değiştirmek bir devletin olmazsa olmazı. Demokrasi ise bu işlerin nasıl yapılacağını, kural koymanın ve uygulamanın idari ve siyasi örgütlenmesinin nasıl olacağını biçimlendiriyor.  
Bunları 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşananları tanımlamak için yazmıyorum. İşin siyasi tarafı henüz aydınlatılmadığından o konuda yorum yapmanın erken olduğunu düşünenlerdenim.
Ben başka bir soruna değinmek istiyorum.
Trafik keşmekeşi hızla yayılıyor. İş öyle bir hal almaya başladı ki Anadolu’nun küçük bir kasabasında bile yola paralel park edip trafiği felç edenlere polis ağzını açmıyor.
Ne oluyor diye sorgularken, gazetelerde “Kurban bayramında trafik suçu işlemek serbest !” başlıklı haber dikkatimi çekti. Her ne kadar sonradan sehven (yanlışlıkla) yazıldığı söylense de, Kocaeli Valiliği’nin ilçelere gönderdiği emrinde; Emniyet Genel Müdürlüğünden alınan emir doğrultusunda, Kurban Bayramı Tatilini kapsayan dönemde trafik kurallarını ihlal edenlere cezası hatırlatıldıktan sonra “Siz bu Cezayı 15 Temmuz Gecesi Ödediniz Hayırlı Yolculuklar” denilmesi talimatlandırılmış.
Ama haberi okuyunca pek sehven yazıldığını düşünmedim.
Bu ülkede uzun zamandan beri trafik, vergi gibi idari cezalar zaten ödenmiyor. Devletin ilgili kurumları yasalar, düzenlemeler sonucu para cezası kesiyorlar. Ceza tahakkuk ediyor. Deftere kaydediliyor. Memurları parayı almak için (tahsil etmek için) gerekli tüm işlemleri yapıyorlar.
Ancak iş ödemeye gelince, birkaç tane “saf ve bakir Anadolu çocuğu” dışında kimse ceza ödemiyor.
Bunu nereden mi çıkarıyorum?
Çok basit. Bu işlerin sorumlusu olan Maliye Bakanlığı’nın ilgili birimi olan Muhasebat Genel Müdürlüğü her ay bütçe verilerini yayınlıyor. Bunların arasında bütçe gelirlerinin tahakkuk/tahsilat oranları da yer alıyor.
Aşağıdaki tablodan da görüldüğü gibi tahakkuk eden miktar (faizlerle beraber) 170,3 milyar lira. Bu tutarın küçük bir bölümü (4,8 milyar lirası) borçlanma faizlerinin muhasebesiyle ilgili, nakit girişi olmayan gelirlerle ilgili. Bu büyük toplamın tahsil edilebilen kısmı sadece yüzde 14’ü.
Para cezalarında durum daha vahim, 127 milyar liralık toplam cezanın sadece 5,8 milyar lirası, yüzde 4,6’sı toplanmış. Trafik cezası yazılmış, tahsil edilmemiş. Yanı sıra 74 milyar lira vergi cezası yazılmış sadece 3,1 milyar lirası tahsil edilmiş.
Konunun bütçeyle ilgili tarafından korkmaya pek gerek yok. Çünkü Maliye, bu paranın toplanamayacağını zaten biliyor. Bütçe hedefini ona göre ayarlamış. Bunun en bilinen nedeni sık sık gündeme gelen aflar ve yeniden yapılandırmalar.
Ama hukuksal, siyasi tarafı, devlet olma yanı ürkütücü.
Tahsil edilemeyeceği bilinen bir ceza neden kesilir? Sorun yasalarda ise onlar, bürokraside ise onlar değiştirilsin. Devlet böyle durumlara düşürülmesin. Yoksa amaç, önce ceza kesip, sonra “Dediğimi yap, yoksa tahsilat için malına, mülküne haciz koyarım” türü ihtiyari, siyasi davranışlar mı?
Ne olursa olsun çağdaş devlet böyle davranmamalı. Ya gereksiz yere vatandaşını rahatsız etmemeli ya da kestiği cezayı uygulamak için ne gerekiyorsa onu yapmalı. Kuralları mutlaka uygulamalı. Yasalara karşı gelen kim olursa olsun cezasını çekmeli.
Aksi halde sonuç toplumda kuralsızlığın yaygınlaşmasıdır. Tek yönlü yolda tersten araç kullanmak, aklına gelen yere park etmek, emniyet şeridini işgal etmek vb. Vergileri, prim borçlarını zamanında ödememek vb. Dahası böylesi uygulamalara ceza verilmez ve engellenmezse bir süre sonra vatandaşlar kendi kurallarını kendileri koymaya başlar.

Bir gün bunlar kalıcı olursa sonuç kaostur.  
Kaynak: Muhasebat Genel Müdürlüğü

1 yorum: