Mülkiye’deki hocalarım
bize devletin kurallalar ve kurumlar bütünü olduğunu öğrettiler. Diğer bir
deyimle, kural koymak, uygulamak, gerektiğinde değiştirmek bir devletin olmazsa
olmazı. Demokrasi ise bu işlerin nasıl yapılacağını, kural koymanın ve
uygulamanın idari ve siyasi örgütlenmesinin nasıl olacağını biçimlendiriyor.
Bunları 15 Temmuz
darbe girişimi sonrası yaşananları tanımlamak için yazmıyorum. İşin siyasi tarafı
henüz aydınlatılmadığından o konuda yorum yapmanın erken olduğunu
düşünenlerdenim.
Ben başka bir soruna
değinmek istiyorum.
Trafik keşmekeşi hızla
yayılıyor. İş öyle bir hal almaya başladı ki Anadolu’nun küçük bir kasabasında bile
yola paralel park edip trafiği felç edenlere polis ağzını açmıyor.
Ne oluyor diye
sorgularken, gazetelerde “Kurban
bayramında trafik suçu işlemek serbest !” başlıklı haber dikkatimi çekti.
Her ne kadar sonradan sehven (yanlışlıkla) yazıldığı söylense de, Kocaeli
Valiliği’nin ilçelere gönderdiği emrinde; Emniyet Genel Müdürlüğünden alınan
emir doğrultusunda, Kurban Bayramı Tatilini kapsayan dönemde trafik kurallarını
ihlal edenlere cezası hatırlatıldıktan sonra “Siz bu Cezayı 15 Temmuz Gecesi Ödediniz Hayırlı Yolculuklar”
denilmesi talimatlandırılmış.
Ama haberi
okuyunca pek sehven yazıldığını düşünmedim.
Ancak iş ödemeye
gelince, birkaç tane “saf ve bakir Anadolu çocuğu” dışında kimse ceza ödemiyor.
Bunu nereden mi
çıkarıyorum?
Çok basit. Bu işlerin
sorumlusu olan Maliye Bakanlığı’nın
ilgili birimi olan Muhasebat Genel Müdürlüğü her ay bütçe verilerini yayınlıyor.
Bunların arasında bütçe gelirlerinin tahakkuk/tahsilat oranları da yer alıyor.
Aşağıdaki tablodan da görüldüğü gibi tahakkuk
eden miktar (faizlerle beraber) 170,3 milyar lira. Bu tutarın küçük bir bölümü
(4,8 milyar lirası) borçlanma faizlerinin muhasebesiyle ilgili, nakit girişi olmayan
gelirlerle ilgili. Bu büyük toplamın tahsil edilebilen kısmı sadece yüzde 14’ü.
Para cezalarında durum daha vahim, 127 milyar liralık toplam
cezanın sadece 5,8 milyar lirası, yüzde 4,6’sı toplanmış.
Trafik cezası yazılmış, tahsil edilmemiş.
Yanı sıra 74 milyar lira vergi cezası
yazılmış sadece 3,1 milyar lirası tahsil edilmiş.
Konunun bütçeyle
ilgili tarafından korkmaya pek gerek yok. Çünkü Maliye, bu paranın toplanamayacağını
zaten biliyor. Bütçe hedefini ona göre ayarlamış. Bunun en bilinen nedeni sık
sık gündeme gelen aflar ve yeniden yapılandırmalar.
Ama hukuksal, siyasi tarafı, devlet olma yanı
ürkütücü.
Tahsil edilemeyeceği
bilinen bir ceza neden kesilir? Sorun
yasalarda ise onlar, bürokraside ise onlar değiştirilsin. Devlet böyle
durumlara düşürülmesin. Yoksa amaç, önce ceza kesip, sonra “Dediğimi yap, yoksa tahsilat için malına, mülküne haciz koyarım” türü
ihtiyari, siyasi davranışlar mı?
Ne olursa olsun çağdaş
devlet böyle davranmamalı. Ya gereksiz yere vatandaşını rahatsız etmemeli ya da
kestiği cezayı uygulamak için ne gerekiyorsa onu yapmalı. Kuralları mutlaka uygulamalı. Yasalara karşı gelen kim olursa olsun
cezasını çekmeli.
Aksi halde sonuç
toplumda kuralsızlığın yaygınlaşmasıdır. Tek yönlü yolda tersten araç kullanmak,
aklına gelen yere park etmek, emniyet şeridini işgal etmek vb. Vergileri, prim
borçlarını zamanında ödememek vb. Dahası böylesi uygulamalara ceza verilmez ve
engellenmezse bir süre sonra vatandaşlar kendi kurallarını kendileri koymaya
başlar.
Bir gün bunlar kalıcı
olursa sonuç kaostur.
Kaynak: Muhasebat Genel Müdürlüğü
Bundan daha güzel anlatılamaz.Teşekkürler.
YanıtlaSil