Merkez Bankası Başkanı Sayın Erdem Başçı son Enflasyon Raporu toplantısında, faiz koridoru
uygulamasından ortodoks politika seçeneğine geçişin sinyallerini verdi.
Önümüzdeki günlerde açıklamayı düşündükleri teknik bir çalışma sonrasında,
piyasa aktörlerinin görüşlerini de alarak, “tek politika faizi” uygulamasına
yönelebileceklerini söyledi.
Aslına bakarsanız, yerli malı faiz koridoru uygulaması,
özellikle, yabancı yatırımcılarca pek beğenilmemişti. Ama sonraları aşırı döviz
dalgalanmalarına karşı, kısmen de olsa, etkili olabildiği görülünce
eleştirilerin dozu azaldı.
Ama Hazine
tahvillerine yatırım yapanlar alt ve üst bant uygulamasına göre pozisyon alamadılar.
Onlar genellikle üst bandı referans alarak işlem yaptılar. Zaman zaman zarar
ettiler ve yabancılar son aylarda sabit getirili tahvilleri satmaya başladılar.
Merkez Bankası piyasadan gelen eleştirileri, öncesine oranla
daha fazla dikkate almaya başladı. Eleştirilerin başında “faiz koridoru”
uygulamasının enflasyonla mücadelede etkili olmadığı geliyordu. Çünkü piyasada
fiyatlama kararı alanların politika faizinden çok bandın üst bandını esas
alarak karar aldıkları buna rağmen enflasyonun düşmediği vurgulanıyordu.
Eleştiri sahipleri bunun en somut göstergesi olarak aşağıdaki
Tabloyu gösteriyorlar. Görüldüğü gibi Merkez Bankası, açık enflasyon
hedeflemesine başladığı 2006 yılından buyana, her enflasyon raporunda yılsonu
için bir tahmin yapmış. Ancak hedefe sadece 2010 yılında yaklaşmış. Onun
dışında gerçekleşen enflasyon ile hedef enflasyon arasında bir ilişki yok.
Dahası, bir önceki yılın gerçekleşen enflasyonu ile sonraki
hedef arasında da bir bağ kurmak çok kolay değil. Örneğin 2011 yılında yıllık
enflasyon yüzde 10,4 iken, 2012 yılı hedefi yüzde 5 olarak kararlaştırılmış.
Yani enflasyon bir yılda yarı yarıya düşecek. Hiç kolay bir
hedef değil. Bunu gerçekleştirebilmek için ya tüketimi aşırı bir şekilde
kısmak, yani faizleri hızla yükseltmek lazım. Ya da üretimi çok hızlı
yükseltebilmek yani faizleri hızla düşürmek gerek. Doğal olarak ikisi de
olmuyor ve enflasyon hedefi tutmuyor.
O zaman faiz
politikasının enflasyondan çok kur hareketlerine yönelik olduğunu söylemek
yanlış olmaz. Aşırı dolarize olmuş bir ekonomide merkez bankalarının
böylesi bir öncelik belirlemesi de çok doğru. Çünkü, hem aşırı ithalat
nedeniyle girdi fiyatları hem de sıcak para hareketleri nedeniyle finansal
istikrar döviz istikrarıyla doğrudan bağlantılı.
Bunun farkında olan
TCMB, gelecek aylarda yaşanması beklenen ve FED politikalarından kaynaklanacak
döviz dalgalanmalarına karşı hazırlıklı olmak için, şimdiden önlem almaya
çabalıyor. Diğer bir deyimle zamanlaması
tesadüfi değil. Yabancı fon yöneticilerinin en temel ekonomik isteklerinden
biri olan basit faiz politikasını uygulamaya başlamak istiyor.
İstiyor ama hükümet
ne diyecek, kabul edecek mi belli değil? Konu önemli. Çünkü büyük bir
olasılıkla “sadeleştirme” sonucunda politika faizi şimdiki bandın üstüne doğru
bir yerde oluşacak. Yani faiz yükselecek.
Hükümet, seçim belirsizliğinin olduğu bölgesel ve jeopolitik
risklerin tehdide dönüşmek üzere olduğu bir ortamda bir de ekonominin daha da yavaşlamasına
ne kadar razı olabilir?
Bekleyip göreceğiz.
Haken bey
YanıtlaSilSize kesinlikle katılıyorum. Alakalı 2 şey daha eklemek isterim
1. Yabacı para girişinin azalabileceği bir ortamda, tek faiz politikası yabancı için cazip olacak olabilir
2. Fed in faiz arttırabileceği bir ortamda, nasılsa koridor kalkıyor ona dek yeni tek faiz bu diyerek örtülü bir faiz artışıda gerçekleştirme şansını TCMB elde eder.
yazınız için teşekkür ederim.
H. Berument