3 Ağustos 2015

TCMB’nin “Sadeleştirme” politikasının zamanlaması manidar!

Merkez Bankası Başkanı Sayın Erdem Başçı son Enflasyon Raporu toplantısında, faiz koridoru uygulamasından ortodoks politika seçeneğine geçişin sinyallerini verdi. Önümüzdeki günlerde açıklamayı düşündükleri teknik bir çalışma sonrasında, piyasa aktörlerinin görüşlerini de alarak, “tek politika faizi” uygulamasına yönelebileceklerini söyledi.

Aslına bakarsanız, yerli malı faiz koridoru uygulaması, özellikle, yabancı yatırımcılarca pek beğenilmemişti. Ama sonraları aşırı döviz dalgalanmalarına karşı, kısmen de olsa, etkili olabildiği görülünce eleştirilerin dozu azaldı.

Ama Hazine tahvillerine yatırım yapanlar alt ve üst bant uygulamasına göre pozisyon alamadılar. Onlar genellikle üst bandı referans alarak işlem yaptılar. Zaman zaman zarar ettiler ve yabancılar son aylarda sabit getirili tahvilleri satmaya başladılar.


Merkez Bankası piyasadan gelen eleştirileri, öncesine oranla daha fazla dikkate almaya başladı. Eleştirilerin başında “faiz koridoru” uygulamasının enflasyonla mücadelede etkili olmadığı geliyordu. Çünkü piyasada fiyatlama kararı alanların politika faizinden çok bandın üst bandını esas alarak karar aldıkları buna rağmen enflasyonun düşmediği vurgulanıyordu.

Eleştiri sahipleri bunun en somut göstergesi olarak aşağıdaki Tabloyu gösteriyorlar. Görüldüğü gibi Merkez Bankası, açık enflasyon hedeflemesine başladığı 2006 yılından buyana, her enflasyon raporunda yılsonu için bir tahmin yapmış. Ancak hedefe sadece 2010 yılında yaklaşmış. Onun dışında gerçekleşen enflasyon ile hedef enflasyon arasında bir ilişki yok.


Dahası, bir önceki yılın gerçekleşen enflasyonu ile sonraki hedef arasında da bir bağ kurmak çok kolay değil. Örneğin 2011 yılında yıllık enflasyon yüzde 10,4 iken, 2012 yılı hedefi yüzde 5 olarak kararlaştırılmış.

Yani enflasyon bir yılda yarı yarıya düşecek. Hiç kolay bir hedef değil. Bunu gerçekleştirebilmek için ya tüketimi aşırı bir şekilde kısmak, yani faizleri hızla yükseltmek lazım. Ya da üretimi çok hızlı yükseltebilmek yani faizleri hızla düşürmek gerek. Doğal olarak ikisi de olmuyor ve enflasyon hedefi tutmuyor.

O zaman faiz politikasının enflasyondan çok kur hareketlerine yönelik olduğunu söylemek yanlış olmaz. Aşırı dolarize olmuş bir ekonomide merkez bankalarının böylesi bir öncelik belirlemesi de çok doğru. Çünkü, hem aşırı ithalat nedeniyle girdi fiyatları hem de sıcak para hareketleri nedeniyle finansal istikrar döviz istikrarıyla doğrudan bağlantılı.

Bunun farkında olan TCMB, gelecek aylarda yaşanması beklenen ve FED politikalarından kaynaklanacak döviz dalgalanmalarına karşı hazırlıklı olmak için, şimdiden önlem almaya çabalıyor. Diğer bir deyimle zamanlaması tesadüfi değil. Yabancı fon yöneticilerinin en temel ekonomik isteklerinden biri olan basit faiz politikasını uygulamaya başlamak istiyor.

İstiyor ama hükümet ne diyecek, kabul edecek mi belli değil? Konu önemli. Çünkü büyük bir olasılıkla “sadeleştirme” sonucunda politika faizi şimdiki bandın üstüne doğru bir yerde oluşacak. Yani faiz yükselecek.

Hükümet, seçim belirsizliğinin olduğu bölgesel ve jeopolitik risklerin tehdide dönüşmek üzere olduğu bir ortamda bir de ekonominin daha da yavaşlamasına ne kadar razı olabilir?


Bekleyip göreceğiz.

1 yorum:

  1. Haken bey
    Size kesinlikle katılıyorum. Alakalı 2 şey daha eklemek isterim

    1. Yabacı para girişinin azalabileceği bir ortamda, tek faiz politikası yabancı için cazip olacak olabilir

    2. Fed in faiz arttırabileceği bir ortamda, nasılsa koridor kalkıyor ona dek yeni tek faiz bu diyerek örtülü bir faiz artışıda gerçekleştirme şansını TCMB elde eder.

    yazınız için teşekkür ederim.

    H. Berument

    YanıtlaSil