Ekonomide ne iyi gidiyor diye sorulduğunda çoğunluk, mali disiplinden, bütçe açığının sorun olmadığından bahsediyor.
Hatta adının önünde akademik unvan taşıyan bazı muhteremler, yaşanan ekonomik sıkıntıların çözümü için, hiç sıkılmadan bütçeyi gösteriyorlar. Bunu önerirken, nedense (!), sadece bütçenin klasik açığına dikkat çekiyorlar. Yapısal sorularını gündeme getirmiyorlar.
Durum nedir, biraz yakından bakalım.
Bütçenin yapısal durumunun en iyi göstergesi faiz dışı dengedir (FDD).Bildiğiniz gibi FDD, gelirlerden, faiz hariç harcamaların düşülmesi ile bulunur. Eğer bütçe, o yıl ödenen faizler kadar faiz dışı fazla verebiliyorsa, açık vermez ve borçlanma gereği kalmaz.
Dolayısıyla, FDD, Hazine’nin borçlanması açısından çok önemli bir göstergedir.
Bir de Program Tanımlı (IMF tanımlı) FDDvar. Burada o yıl elde edilen bir defalık, geçici gelirler (Özelleştirme gelirleri, faiz gelirleri, TCMB ve kamu bankaları kar ve temettü gelirleri, bedelli askerlik gelirleri, imar affı gelirleri vb.) hesaba dahil edilmez.
Program Tanımlı FDD ile bütçenin yapısal dengesi tahlil edilir. Yani, geçici gelirler katılmadan yapılan hesaplama ile borçlanma baskısının ne kadar olduğu anlaşılır. Bütçenin gelir ve/veya harcama kalemlerinde yapısal sorunlar olup olmadığı belli olur. Eğer faiz dışı açık varsa ve büyüme eğiliminde ise ve de hemen çözüm üretilmezse borçlanmanın büyüyeceği anlaşılır. Borçların, en sonunda, dar ve sabit gelirliler tarafından ödendiğini tekrarlamama gerek yok sanırım.
Şimdi bütçenin durumuna, sayılardan da yardım alarak biraz daha yakından bakalım.
Aşağıdaki grafik2008 – 2019 Nisan arasındaki dönemde program tanımlı FFD rakamlarını gösteriyor. 2009 yılı Küresel Kriz yılı. Bütçenin her anlamada açık vermesi doğaldır. Ancak 2013 yılından sonraki eğilim, program tanımlı FDD’nin küçülmeye başlamasına dikkat etmek lazım. Hatta 2016’dan sonra program tanımlı FDD açık vermeye ve açık her geçen yıl büyümeye başlamış.Yılın ilk dört ayında 61 milyar lirayı geçmiş. Eğer yılın kalanında harcamalar kısılmazsa bu açığın azalmasını beklememek lazım. Ekonominin küçülme ortamında kısıntı yapılabilir mi? O da çok zor. İşsizlik ortalığı yakıyor, ekonomiye can suyu verecek her şey dört gözle bekleniyor.
Bu arada dört aylık borçlanmaya da bir göz atalım.
Bütçe, Ocak-Nisan arasında bütçe 54,5 milyar lira açık vermiş. (Hatırlatayım, yıllık açık hedefi 80,6 milyar lira.) Buna karşılık Hazine 57,7 milyar lira borçlanmış. Fazladan borçlandığı 3,2 lirayı kasasına koymuş. Borçlanmanın 17,8 milyar lirası dışarıdan, 39,9 milyar lirası içeriden.
Hazine’nin bu yılki yasal borçlanma limiti 89,9 milyar lira. Diğer bir deyimle yılın kalan sekiz ayında 31,3 milyar liralık yeni borçlanma hakkı kalmış. Eğer ilk dört aylık eğilim devam ederse, yasal borçlanma limiti de zorlanmaya başlanacak, belki de aşılacak.
Bilirsiniz bir tiyatro oyunu hakkında yorum yaparken, sadece perdenin önünde sahnelenen oyuna değil, perde arkasına da bakmak gerekiyor. Oyun rejisiyle, dekoruyla, ışığıyla bir bütündür.
Daha fazla yükü kaldırıp kaldıramayacağına karar vermek için bütçeye de öyle bakın. Tabi eğer başka bir amacınız yoksa.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder