7 Nisan 2017

Borca dayalı büyüme kırılganlıkları artırıyor

Son günlerde iki önemli veri yayımlandı.

İlki TÜİK’in büyüme rakamlarıydı.

Ne yazık ki, rakamlardan çok teknik dayanakları tartışıldı. Akademisyenler ve işin deneyimli uzmanları, rakamların tutarlılığını artırmak için yapılması gerekenleri, özenle kamuoyunun bilgisine sundular.

Bunları şimdilik bir yana koyarsak, 2016 yılındaki yüzde 2,9’luk büyüme oranına en çok katkıyı sağlayanlar arasında özel tüketimi ve kamu harcamalarını sayabiliriz.
Hanehalkının tüketimini tetikleyen faktörlerden birisi, geçen yılbaşında yapılan asgari ücret artışları. Bir de bireysel kredilerdeki artışların etkisi var. Diğer bir deyimle, harcamalar en çok gelir artışlarıyla değil borçlanmayla finanse edilmiş.

Diğer veriler IIF (Uluslararası Finans Enstitüsü)’ne ait. Dünyadaki borç artışına dikkat çekiyor. Dünyada 1996 yılında 63,5 trilyon dolar olan toplam borçlar, 2016 sonunda 216 trilyon dolara ulaşmış. Devasa değişim. Artış hızı en yüksek olan alan, yükselen piyasa ekonomilerindeki reel sektör şirketleri. Ardından gelişmiş ekonomilerdeki kamu otoriteleri geliyor.

Türkiye verilerine bakınca. Şirketler kesiminin borcu milli gelirin yüzde 68,1’i kadar. En borçlu onlar. Ardından yüzde 24 ile kamu ve yüzde 18,8’lik oranla hanehalkı borçları geliyor. En az borcu olan finansal sektör. Onun borcunun milli gelire oranı ise yüzde 16,3. Türkiye’de toplam borçların milli gelire oranı yüzde 127,2. (Bu oran benim yazılarımda kullandığım rakamın oldukça üzerinde.)

Kısacası hem dünyada hem de Türkiye’de, büyümek için borçlanılıyor ve dolayısıyla finansal sektör önemli bir rol oynuyor dersek yanlış olmaz.

O zaman aşağıdaki grafiğe bir bakalım.

Grafik bir OECD çalışmasında alınma. Büyüme ile kırılganlık arasındaki ilişkiyi inceliyor. Özetle söylediği şu: Eğer büyüme, ekonomide kurumların kalitesine dayalıysa kırılganlıklar oldukça düşüktür. Buna karşılık, finansal sektöre, borçlanmaya dayalı bir büyüme modeli varsa kırılganlık oranı yüksektir. Diğer bir deyimle, daha çok büyüme oranı yakalamak için daha çok borçlanılıyorsa bir yanlış var demektir.

Hele bir de finansal sektör, biz de olduğu gibi, kredi verebilmek için daha fazla döviz bulmak zorunda kalıyorsa kırılganlıklar kaçınılmaz olarak artıyor. Finansal sektördeki kırılganlıkları kamunun yardımlarıyla azaltan önlemler, ekonomiye kısa vadede yarar sağlarlar. Ama orta vadede kalıcı ve etkin reformlar yapılamazsa sıkıntı bu defa kamuyu sarabilir.

Makro ihtiyati önlemler alarak büyüme kırılganlıkları azaltıyor. Ancak büyüme oranı da düşüyor. (Bu deyim, finansal sistemde (bankalar, sigorta şirketleri, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve diğerleri) ortaya çıkabilecek riskleri denetlemek ve düşürmek amacını güden önlemler bütününü tanımlamak için kullanılıyor. Bu politikaları uygulamaktan güdülen amaç ise finansal sorunlar nedeniyle ortaya çıkabilecek sistemik riskin finansal sistem ve reel ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlamaktır. Mahfi Eğilmez, Kendime Yazılar)

Dolayısıyla, öncelik kurumsal güçlendirmeye verilmeli. Toplum tarafından güvenilirliği sorgulanmayan, sorunları gören ve çare üretebilen, daha önemlisi bunları toplumla paylaşan yapılara öncelik verilmeli. Buna hukukun üstünlüğünü sağlamak için hızlı ve etkin çalışan bir yargıyla başlanmalı. Eğitime özel vurgu yapmama hiç gerek yok sanırım. 

Ardından bağımsız karar alabilen merkez bankası gelmeli. Sonra şeffaflığı ve hesap vermeyi esas alan, kayıtdışılığı sıfırlamayı hedefleyen, doğrudan gelirlere ağırlık veren bir maliye sistemi.

Son söz: Başkası düşünce çürük tahtaya basmasaydı deriz; kendimiz düşünce, tahtanın çürüklüğünden şikayet ederiz. (Cenap Şahabettin)


Grafik: Ekonomide büyüme ve kırılganlıklar

2 yorum:

  1. hukukun üstünlüğünü sağlayacak olan yargının hali ortada eğitimde imam hatiplerle OECD ülkeleri arasında dibe vurduk MB faizi 8 olması gerekirken piyasada 3,5 üzerinde maliye seçim ekonomisi uygulayıp ilk 3 aydaki gelirlerini 3.çeyreğe öteledi nerden baksan karamsar bir tablo var

    YanıtlaSil
  2. Hakan hocam merhaba, Grafik(tablo) yu tam olarak okuyamadim rica etsem bir kac cumleyle özetleyebilir misiniz?

    YanıtlaSil