Eski
bir Merkez Bankacı arkadaşım konuya değinince, rakamlara biraz daha yakından
bakma gereği duydum.
TCMB’nin
piyasalara verdiği para yılbaşından bu yana artıyor. İlk grafikten de görüldüğü gibi, net fonlama miktarı 40 milyar
liralık düzeylerden, 78 milyar lira seviyesine yükselmiş.
Öte
yandan, fonlama miktarında neredeyse yüzde yüze yakın artış varken faizler
yerinde sayıyor. Kapitalist ekonomide faiz,
en basit anlatımıyla, paraya olan arz ve talebe göre belirlenir. Bu
doğruysa, talep artarken paranın fiyatının yerinde saymaması gerekir. O zaman,
para arz otoritesi olan Merkez Bankası, acaba malına olan talebi bir anlamda
görmezlikten mi geliyor?
Grafik 1: TCMB Net Fonlaması
Nedeni ne olabilir?
Para
arz otoritesinin nedenini şimdilik bir kenara koyalım. Talep edenlerin, bankaların nedenlerini anlamaya çalışalım.
Bankalar
neden bu kadar fazla TL talep ediyor olabilirler? Kanımca, nedenlerden birisi, kredi
talebi ve bankaların TL menkul kıymet alma istemi. Buna karşılık ellerinde yeteri kadar TL kaynak, özellikle mevduat yok.
Bunun
doğru olup olmadığını anlayabilmek için, yine TCMB verilerini kullanarak aşağıdaki
ikinci grafiği hazırladım.
Grafik 2: Bankaların TL varlık ve mevduatları
İkinci grafik, 2005-2015 yılları
arasında, bankaların TL kredi, menkul kıymetleri ile TL mevduatlar arasındaki
ilişkiyi gösteriyor. TL olarak verilen kredilerin TL mevduatlara oranı yüzde
70’li seviyelerden yüzde 140’lara çıkmış. Görüldüğü gibi, TL krediler
dağıtılırken, çoğunluğu döviz olan mevduat dışı kaynaklar kullanılıyor.
Kredilerin
yanına bir de TL menkul kıymetlerin toplam TL mevduata oranını eklerseniz olay
biraz daha karışıyor. TL krediler ile TL
menkul kıymetler toplamı TL mevduatın önceleri yüzde 130’u civarında iken artık
yüzde 175’ine yaklaşmış. Bu her 175 liralık kredi+menkul kıymet için sadece 100
liralık TL mevduat kullanıldığı anlamına geliyor. Peki, o zaman bankalar 75 liralık
kaynağı nereden buluyor?
Diğer
bankalardan, para piyasasından borçlanıyorlar. Yani, kredi fonlamasında Merkez
Bankası kaynakları çok önemli rol oynuyor.
Farkındayım
yazımda çok grafik kullandım. Ama resmi biraz daha geniş görmemizi ve uzun
cümleler yerine kısa anlatımlarla konuyu açıklayabilmemi sağlıyorlar.
Son grafik toplam mevduatların
içinde ne kadarının TL olduğunu gösteriyor.
Dikkatinizi çekmiştir, bu grafikte de yılbaşından sonra hızlı bir
değişim var. TL Mevduatın toplam içindeki oranı yüzde 63’lerden yüzde 57’lere
düşüyor.
Mevduatın
neredeyse yarısı döviz mevduatı olmuş. Diğer bir deyimle, güven sorunu yaşayan vatandaş
dolara döndükçe bankaların TL kaynakları azalmaya başlamış. Ancak kredi talebi
azalmayınca onlar da gidip, Merkez Bankası da dâhil, diğer fonlama araçlarına
başvurmaya başlamışlar.
Grafik 3: TL mevduatın toplam içindeki payı
Yazdıklarımdan
TCMB’nin yanlış yaptığı gibi bir sonuç çıkmamalı. Kısa vadede,
özellikle hanehalkının ve KOBİ’lerin bu derece borçlu olduğu, büyümenin bunca
hız kestiği bir ortamda yapabileceği çok fazla seçeneği yok.
Ama
orta vadede... Mutlaka ama mutlaka çok
daha fazla geç kalınmadan, dolarizasyonu azaltmak hatta uzun vadede ortadan
kaldırmak için bir şeyler yapılması gerekiyor.
Aksi
takdirde sonumuz, “el atıyla çalım satanlara” benzer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder