6 Temmuz 2015

Belediyelerin borç sıkıntısı artıyor

Yunan halkı borçlara ve istikrar önlemlerine karşı tutumunu ortaya koydu. Avrupalı ortaklarına rest çektiler. Daha doğrusu Almanlara, “şartlarınızı kabul etmiyoruz” mesajı gönderdiler. Sonuç ne olur yakına göreceğiz.

Ben borç bağlamında, içeride üzerinde çok durulmayan bir konuyu ele alacağım.

Önce kamu borçlanması konusundaki bir genel kabulü belirteyim. Kamu kurumlarının uzun vadeli borçlanmaları her zaman bir sonraki siyasetçi ekibe sorumluluk bırakma anlamına gelir. Dolayısıyla kamunun borçlanması titizlikle izlenmesi gereken bir olaydır. Devletteki hiçbir kurum sadece siyasi amaçlarla ve/veya tüketim amacıyla borçlanmamalıdır. Böylesi borçlar, geri ödeme zamanı geldiğinde büyük sorunların kaynağı olurlar.

Şimdi gelin belediyelerin borçlarına bakalım.


Veriler Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü’ne ait, 2006-2014 yılları arasını kapsıyor. Belediyelerin toplam iç ve dış borçları 2006 yılında 21 milyar lira kadarmış. Geçen yılsonunda 54 milyar lirayı geçmiş. Artış yüzde 157’den fazla.

Bundan daha önemlisi bankalara olan borçlardaki artış.

Aşağıdaki grafik her şeyi özetliyor. 2006 yılında belediyelerin bankalara olan borçları sadece 1,3 milyar liraymış. 2014 sonuna gelindiğinde 12,5 milyar lirayı geçmiş. Artış oranını yazmaya elim varmıyor.

Dahası, banka borçlarının toplam borçlar içindeki payı yükselmeye başlamış. Verilerin yayımlandığı ilk yıllarda, toplam borçların sadece yüzde 6,3’ü banka borcu iken, bu oran yüzde 23’ü aşmış. Artış hızına dikkat edin.

Banka borçları neden önemli?

Belediyelerin borçlarının çoğu devletin diğer birimlerine. Bunlardan vergi ve SGK borçları, zamanı gelinince yeniden yapılandırılır, bir kısmı silinebilir. Bu adetten bir uygulamadır. Yanlıştır, mali disipline bozar. Ama uzun yıllardan beri uygulanmakta olduğu için sıradanlaşmıştır. Hiçbir belediye nakit akışını düzenlerken bu borçlarına öncelik vermez.

Bununla beraber banka borçları için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Bankalar taksit günü geldiğinde belediyenin kapısına dayanırlar. Tahsilat yapamazlarsa uymak zorunda oldukları kurallar vardır. Çok fazla gecikmeye tahammülleri yoktur.
İlginç olan şey hem belediyelerin hem de bankaların bu gerçekleri bilmelerine rağmen borçlanmaya devam etmeleridir. Görünen o ki, “Tarzan zorda”.

Borç veren bankalar hakkında fazla bilgi olmadığını belirteyim. Eğer krediler kamu bankalarından alınıyorsa işin rengi biraz değişir. Çünkü onlar borçlarını ödeyemeyen belediyelere baskı uygulamakta zorlanırlar. Özellikle borçlu belediye iktidar partisinden ise işi biraz daha güçleşir. Tahsilatta aksama olursa bankaların mali durumu olumsuz etkilenebilir.

Tabi bunların hepsi birer varsayım. Tek doğru olan şey belediyelerin mali durumlarının her geçen gün biraz daha bozulduğu. Böylesi bozulmaların bir doğal sonucu var: Yük er ya da geç Hazine’nin üstüne kalacaktır.


Yani kurtulduk sanmayın, sonunda yine bizler ödemek zorunda kalacağız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder