Anayasa gereği bütçe dün TBMM’ye sunuldu. Önce Plan ve Bütçe
Komisyonunda görüşülecek ardından Genel Kurulda ele alınacak. Bir kaç küçük
değişiklik sonrasında Aralık sonunda kabul edilmiş olacak.
Sizin için son beş yılın bütçe verilerini Kalkınma Bakanlığı
kaynaklarından derledim. Doğal olarak aşağıdaki
Tabloda, bu yıl için gerçekleşme tahmini, gelecek yıl için de program
rakamları yer alıyor.
Değerlendirmelerime
harcamalardan başlayayım.
Gelecek yıl toplam
harcamalar sadece yüzde 5,5 artacak. Faiz dışı harcamaların artışı ise daha az.
Sadece yüzde 5,2.
Dikkat edin. TÜFE yıllık yüzde 6,3 artarken harcamalar
bundan daha az büyüyecek. Hem de genel seçimlerin olduğu bir yılda. İnanmak
isterim. İnanmamak için elimde çok ikna edici delil var desem yalan olur. Ama
seçim döneminde bol keseden harcayan genel politikacı tavrından farklı bir
davranış biçimi bugüne kadar görmedim. Olursa bu ilk olacak. Zaten yazının
başlığı da buradan geliyor.
Bu gelişmeyi destekleyecek en büyük gelişme sermaye
giderleri (yatırım) kaleminde görülüyor. Bu
yıl 48 milyar lira olacak bütçe yatırımları gelecek yıl 41 milyar liraya
düşecek. Nasıl olacak derseniz, cevabı basit: Hükümet artık Kamu Özel İşbirliği
(KÖİ) yatırımlarına ağırlık verecek. Yatırımları bütçe dışına çıkaracak,
izlenmesi zorlaşacak, ama bütçe açığı azalacak.
Zaten gelecek yıl İstanbul’da yapılacak olan ve başkanlığını
Türkiye’nin yapacağı G20 toplantılarında ele alınacak en önemli başlık KÖİ.
Duyumlarıma göre, altyapı yatırımlarının finansmanı üzerinde en çok konulacak
konu olacakmış. Hükümet, altyapı
yatırımlarının finansmanında borçlanma yerine hisseli ortaklık (örneğin Sukuk
sistemi) modeli üzerinde çalışma önermeyi düşünüyormuş. Dünyada faizlerin
yerlerde süründüğü bir dönemde, Hazine’den garantili ve daha yüksek getiri
sağlayacak modeller önermek ne kadar gerçekçidir?
Dönelim bütçeye. Gelecek
yıl azalan iki kalem daha var. Sermaye transferleri ve borç verme. İlki,
daha çok, KİT sistemine para aktaran bir ödenek. Kamu dengesi verilerine göre,
bu yıl Özelleştirme fonundan 4,7 milyar lira alan özelleştirilecek KİT’ler
seneye sadece 1 milyar lira alacaklar. Demek ki, finansman sorunu olan
KİT’lerin hepsinin özelleşeceği varsayılmış.
Harcamaların en büyüklerinden birisi sosyal güvenlik
kuruluşlarına yapılan transferler. 2015
yılında toplam 80,6 milyar lira bütçe kaynağı sosyal güvenliğe aktarılacak. Bu para milli
gelirin yüzde 4’ünden fazla. Buna karşılık bütçe, KİT’ler, belediyeler ve
diğerleri dahil, devletin tüm yatırımlarının toplamı 88,5 milyar lira.
İşte size bir makro
politika seçeneği.
İLO tanımlı işsizliğin çift haneye yaklaştığı, geniş tanımlı
işsizliğin ise yüzde 17’ler civarında olduğu bir ekonomide yatırıma değil
sosyal güvenliğe kaynak ayrılıyor. Neden?
Seçmen yapılan yatırıma değil cebine giren paraya göre oy veriyor da onun için.
Bazıları “Hazine garantisi verilerek KÖİ ile dev yatırımlar
devam ediyor, yenileri de gelecek” diyebilir. Haklılar. Ama burada önemli olan
az gelişmiş ülkenin kıt kaynakları daha etkin ve verimli nasıl kullanılır ona
bakabilmek. Ama artık ekonomi böylesi yapısal olaylara bakılarak
değerlendirilmiyor. Borsa ve kur yerindeyse kimse dert etmiyor.
Vergi artışlarına
hazır olun
Yazıyı çok uzatmamak için gelirleri kısaca ele alacağım. Gelecek yıl yüzde 10,8 artış var. Ekonomi
yüzde 4 büyürken vergilerin bu kadar artmasının bir nedeni yüzde 6,3’lük
enflasyon artışı. Bazı KDV ve ÖTV artışları göreceğiz. Dahası seçimden
hemen sonra iyi bir tahsilat performansı olabilir.
Vergi dışı gelirler azalıyor. Hükümet burada “sürpriz
etkisi” yapmaya çalışacak. Her gelen artı para sayesinde bütçe performansında
başarı ilan edilecek ve sıcak paranın Türkiye’ye gelişi sağlanacak.
Burada kesip, bütçe ülkemize hayırlı olsun diyelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder