Bugün yine Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerinden
bahsedeceğim.
Hatırlayacağınız
gibi; KÖİ projelerinin adı değiştirilerek karşımıza çıktı. Bilinen YİD
projelerinden tek farkı, bu projeler için alınan dış borçlara Hazine’ce borç üstlenim
garantisi verilmesiydi.
Bilindiği
gibi projelerin tanıtımı yapılırken bütçeye yük olmayacakları tezi
üzerinden kamuoyuna tanıtıldı. Konuyu ilk ele alanlardan birisi olarak bu
yaklaşıma itiraz ettim. Bütçeye yüklerinin mutlak olduğunu söyledim.
İtiraz
ederken Hazine’nin klasik dış borç garantilerinden ve Yap-İşlet-Devret (YİD)
projelerinden üstlendiği ödemeleri örnek verdim. Ve ekonomi büyürken, bütçe
ve diğer kamu gelirlerinin arttığı dönemlerde sorun olmayan garantilerin, kriz
dönemlerinde bütçeye ekstra yük olarak karşımıza çıktığını ısrarla vurguladım.
Çoğu
2013 yılında başlayan KÖİ projelerinin inşaatları hızla bitiyor. Dolayısıyla
inşaatlar bittikçe, çok iyi hesaplanmadan verilen kredi, yolcu, hasta, geçiş
garantilerinin bütçeye yükleri de gelmeye başladı.
Bütçe
konusundaki uzmanlığı çok iyi bilinen ve TÜSİAD-EAF için Merkezi Yönetim
Bütçe İzleme çalışmasını da yürüten dostum Ferhat Emil üşenmemiş
aşağıdaki tabloyu hazırlamış.
Aslında
tablo kendisini anlatıyor. Ama biraz bilgi vermekten bir zarar çıkmaz.
Tabloda; şehir hastanelerinin, köprülerin ve Kredi Garanti Fonu (KGF)’nin 2017-2021 yılları arasında bütçeye ne kadar yük olacakları belirtilmiş. Verilerin kaynağı 2019 yılı bütçesi. İlk sütunda harcama kodu belirtiliyor. İlgileneler gelecek yılların bütçesinden bu ödeneklerindeki gelişmeleri takip edebilirler.
Benim
en dikkatimi çeken bölüm TC Karayolları’nın harcamalarını hane halkına
yapılan transfer kalemi olarak göstermesi. Yani TCK, “Bu projenin maliyeti
değil. Ben o projeden yararlananlara bir kaynak transferi yapıyorum” demeye getiriyor.
Bir anlamda doğru bir yaklaşım. Anlaşmalara göre köprüden geçişin dolar, Euro olan
fiyatının tamamını ödemek zorunda kalsalar köprüden geçenlerin cebinden daha fazla
para çıkacak. Ama bir de verilen araç garantisi karşılanamadığı için yapılan
ödemeler var. Nereden baksanız bakın sonunda ödemeler, halktan toplanan KDV,
ÖTV, gelir vergisi vb. vergilerden yapılıyor.
Diğer
ilginç kalem KGF garantisi için ayrılan kaynak. Mevzuata göre, toplamı 280-300
milyar liraya ulaşan kredilerin yüzde 7’sine kadar olan bölümü batarsa Hazine KGF
üzerinden ödeme yapacak. Anlaşılan Hazine, ekonominin içinde bulunduğu bu sıkıntılı
döneminde bankaların dağıttıkları KGF kredilerinin tahsilatında bir sorun
olacağını düşünmüyor. Veya bankalar kamu garantisi olan bu kredileri
yeniden yapılandırırken biraz daha rahat davranırlar diye var sayıyor.
Ferhat’ın tablosuna göre bütçeden KÖİ projeleri için, geçen yıl 0,8
milyar lira harcanmışken, bu yıl 9 milyar liradan biraz fazla ödeme yapılacak. Gelecek
yıl bu harcama 13,7 milyar liraya çıkacak. 2020 yılındaki ödemeler 24,8 milyar
lira, 2021 yılında ise 28,2 milyar lira olarak tahmin edilmiş.
Unutmayın,
bu tahminler hesaplanırken yıllık ortalama dolar kurunun 2019’da 5,6 lira,
2020’de 6 lira, 2021’de ise 6,2 lira olarak varsayıldığını hatırlatmamda büyük
yarar var.
Aslında
bu yazı KÖİ için ayrılan ayırılan ödeneklerin sağlığa, eğitime, tarımsal
desteklemeye, teşviklere ve/veya sosyal güvenliğe tahsis edilebileceği gibi
klasik hesaplarla bitirilebilirdi.
Ancak
biten projeler için bu saatten sonra yapılacak çok şey yok.
Bu hesapların bir tek faydası şu olabilir. İnşaatına başlanmayan KÖİ
projelerinin, gelecekte bütçeye mutlaka yük olacağı bilinciyle, tümünün hemen iptal
edilmesini sağlanabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder