Son
yazımda, bir iktisatçı arkadaşımın hazırladığı, 2006-2018 yılları arasındaki
dönemi içeren makro kırılganlık endeksini bilginize sunmuştum.
Yazı
blokta yayınladıktan sonra arayanlar, mesaj atanlar kırılganlık endeksi
hakkında sorular sordular. Yanı sıra, bazı teknisyen arkadaşlar, 2001
Krizindeki durumunu görebilmek için, verileri daha eskiye götürmemi istediler.
Bunun
üzerine makro kırılganlık endeksini 1995 yılından başlatmak için veri topladım.
Dahası, endeksi biraz daha anlamlı kılabilmek adına, makro verilere dış
borçların milli gelire oranını da ekledim.
Sonuç
birinci grafikte görülüyor.
Grafik 1: Makro kırılganlık endeksi
Sonuç böyle çıkınca, tek
bir veri setine bakıp değerlendirme yapmanın yanlış anlaşılmaya yol
açabileceğini düşünüp, daha geniş bir veri demetini kullanmaya karar verdim.
Daha önceki yazılarımda
kullandığım ve verileri ağırlıklandırarak yaptığım Kırılganlık Endekslerini, hesap yöntemini yukarıdakine uyarlayarak
tekrar hesapladım.
Yardımcı olacağı düşüncesiyle
bazı detaylar vereyim. Burada Dış
kırılganlık endeksini hesaplarken; cari açık/GSYH, Kısa vadeli dış
borç/Uluslararası rezervler, Dış borç stoku/Yıllık ihracat, Dış Borç stoku/GSYH
oranları kullanıldı. Finansal
kırılganlık endeksi için ise; Kredi/mevduat, Krediler/ GSYH ve Finansal
sektörün dış borcu/GSYH oranları hesaba dâhil edildi. Mali kırılganlık endeksinde değişken dayısı daha fazla. Bütçe
açığı, kamu iç ve dış borç stoku, Kamu Özel İşbirliği stoku ve Hazine Garantili
borç stokunun milli gelire oranları kullanıldı.
Kırılganlık Endeksi
ise bu üç endeksin toplamından oluşuyor.
Grafik 2’de görülen bu
endekste de 2001 yılında bir zirve görülüyor. Ardından 2009 yılında bir tepe
noktası var. Ardından inişe geçen endeks, 2011’den
sonra tekrar yükselmeye başlıyor ve son üç yıldır zirvede seyrediyor.
Grafik 2: Kırılganlık endeksi
İktisatla çok yakın
ilişkisi olmayan okurlarım için endekslerin ne anlama geldiğini biraz açarak
yazıyı bitireyim.
Kırılganlık endeksleri,
her hangi bir yılda ekonominin içinde bulunduğu durumu, öteki yıllarla
karşılaştıran bir veri setidir. Eğer doğru verileri içeriyor ve doğru hesap
yöntemi kullanıyorlarsa ekonominin içinde bulunduğu durum hakkında bir görüş
verirler. Ama hiçbir zaman bir öncü kriz
göstergesi yerine geçmezler. Aksine veriler yılsonu itibariyle dikkate
alındığı için sadece bir tahlil aracı olarak kullanılabilirler.
Bununla beraber,
kırılganlıkların arttığı dönemler önceden bilinmesine yardımcı olurlar. Ekonominin
beklenmedik risklere önceki yıllara göre daha duyarlı olduğunu gösterir. Böylelikle ekonominin her alanındaki karar
alıcılara, gerekli önlemleri almaları için uyarıda bulunurlar.
Diğer bir deyimle, endeksler ekonominin çok dikkatli olunması gereken bir dönemde olduğuna işaret ediyor. Dolayısıyla
karar alıcılar dikkatli olmaz; kırılganlıkları azaltacak önlemler yerine,
çoğaltacak işler yaparlarsa, istenmedik gelişmeler yaşanabilir.
Sn Hakan ÖZYILDIZ,
YanıtlaSilFaydalı Çalışmanız için takdir ve teşekkürler.
Türkiye Bütçeleri, ve Dış Ticaretimiz sürekli KVB ile finanse edilirken , Toplam üretim artışı yetersiz ve Dünya ticaretindeki payı binde 8'in altında kalmış durumdadır.
Dış Borç Stokunun çevrilme sınırına gelen bir Türkiye ; Planlı ve İhracaat rekabetli Dinamik yatırımlara odaklanmadığı takdirde ; söylemediğiniz ekonomik ve sosyal gelişmelerin gerçekleşmesi kaçınılmazdır.
Stratejik Üretim, İthalat ve İhracaat Planı ile
otofinansman sağlayıcı Yatırım - İşletme Projelerinin
Politik tercihlerden uzak kalması şartı ile , 10 yıllık dönemde bu dar boğazlar aşılabilecektir.
Mevcut Yönetimin bu işleri, yapmaması halinde daha uzun vadeli ve daha ağır bir fatura ödenecektir.
Faturanın günümüzdeki görülebilen boyutu 1 Trilyon dolar seviyesindedir.
Ekonomiye yön verenler ve yönetenler , Yatırımları değerlendiren Hükümet Organları ile Belediye Yönetimlerinden beklenenler; Seçim kazanma hevesi ile geleceği tüketmeyen ,Problemleri önceliklerine göre sıralayıp Çözebilen doğru ve geçerli kararlar üretirler.
Saygı ile ,
Mehmet GÖZAY
Sade Türk Vatandaşı
Türkiye için şahsi görüşüm.Ekonomimiz sıkışırsa açılması için sıkışmasından çok daha uzun zamana ihtiyacımız olacaktır.cebimizde paramız olmazsa da kalkınmamız sıkışan dünya ekonomisinde daha zor olacaktır.Ticaret savaşları çoktan başladı.
YanıtlaSil