2001 Krizi sonrasında çıkarılan kanunların arasında en
önemlilerinden birisi 4749 Sayılı Kamu Finansmanı
ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanundur. Önemi, bu topraklarda
ilk defa yasa ile devlet borçlanmasına limiti konulmasından gelir. O günlerde
siyasetçileri ikna etmek için verdiğimiz uğraşıların anılarımda özel yeri
vardır.
Bahsi geçen yasanın 5. Maddesi aynen
şöyledir:
“Borçlanma, ikraz ve garanti
limiti (1)
Madde 5 - Malî yıl içinde 1 inci Maddede belirtilen ilkeler ve
malî sürdürülebilirlik de dikkate alınarak yılı
bütçe kanununda belirtilen başlangıç ödenekleri toplamı ile tahmin edilen
gelirler arasındaki fark miktarı kadar net borç kullanımı yapılabilir.
Borçlanma
limiti değiştirilemez. Ancak borç yönetiminin ihtiyaçları ve gelişimi dikkate
alınarak, bu limit yıl içinde en fazla
yüzde beş oranında artırılabilir. Bu miktarın da yeterli olmadığı
durumlarda, ilave yüzde beş oranında bir
tutar, ancak Müsteşarlığın görüşü ve Bakanın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile artırılabilir.
Bütçenin denk olması durumunda da borçlanma, anapara ödemesinin en fazla yüzde
beşine kadar artırılabilir. “
Bu
açıklamalar ışığında içinde bulunduğumuz yılın borçlanma limitini hesaplamak
istersek. 2017 Bütçe Kanununda; giderler 634.176,5 milyon lira, gelirler
586.696,2 milyon lira olarak belirlenmişti. Bu durumda bütçe açığı, 47.480,3 milyar liradır. Yani 2017 yılı
süresince, Hazine’nin yeni aldığı borç ile yaptığı anapara ödemesi arasındaki
farkın, ilave borçlanmanın, yaklaşık
47,5 milyar lira olması gerekiyor.
Borçlanma
Kanunun iki ek yüzde 5’lik hak daha tanıdığını belirtmiştim. Hesaplarsak, otomatik
ek limit (47.480 x %5 =) 2,374 milyon TL oluyor. Diğer bir deyimle, otomatik borçlanma limiti (47.480
+2,374=) 49.854 milyon lira. Bu
rakama BKK ile gelebilecek ek yüzde 5’lik borçlanmayı da eklersek (49.854 x % 5
= 2.493) toplam limit 52.347 milyon
liraya çıkıyor.
Küçük bir teknik açıklama yaparak devam edeyim. Muhasebe
uzmanları bilirler. Nakit hesaplar ile defter kayıtları arasında farklar olur.
Bu durum Hazine için de geçerlidir. Nakit rakamlar ile muhasebe kayıtlı veriler
arasında fark vardır. Nakit değerler çoğunlukla daha küçüktür.
Örneğin, Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi ve Finansmanı
verilerinde Ocak-Temmuz ayı net borçlanma rakamı 47.675 milyon lira iken,
Hazine Nakit gerçeklemelerinde 45.324 milyon liradır. Dolayısıyla aşağıda
vereceğim Ocak-Ağustos net nakit borçlanma rakamı, Borç Yönetimi Kanunun tanımındaki rakama göre daha düşük olacaktır.
Bu açıklama ışığında dün açıklanan Hazine nakit dengesi
verilerine bakalım.
Hazine
bu yılın Ocak-Ağustos arasındaki sekiz ayda, nakit bazda net 53.416 milyon lira
borçlanmış. Nakit verilere göre, şimdiden hem otomatik limit aşılmış
hem de BKK ile tanınan hakkın üstüne çıkılmış. Belirttiğim gibi, ay sonuna
doğru yayımlanacak olan bütçe finansman verilerinde bu rakamın daha büyük olma
olasılığı oldukça yüksek.
Eğer hesaplarım doğru ise, borçlanma yapabilmek için bir BKK
çıkarılması gerekiyordu. Çıktı da ben mi kaçırdım acaba, Resmi Gazetede bu
konuda bir BKK yayımlandı mı? Eğer
yayımlanmadıysa, Ağustos ayındakilerin bir bölümü ve Eylül’de yapılan borçlanmalar
yasaya uygun mu?
Yoksa geçerlilik tarihi geriye dönük bir BKK mı çıkarılacak?
Hocam kafanızı yorduğunuz şeye bakın, siz de eski Türkiye'de kalmışsınız :)
YanıtlaSilUnutmuşlardır değiştirirler kanunu iki dakikada.
Hatta onunla uğraşmaya da gerek yok, gelecek khk'ya bir madde eklenir çözülür o iş.
Hatta ve hatta hiçbirine gerek yok, boşa zaman kaybı, yani yasaya uygun değilse ne olmuş, kim ne yapacak ki?
Bırakın yasaları anayasaya aykırı tonla iş dönüyor ülkede.
Durum böyle diye bazı hususları gündeme getirmezsek "ört ki ölem" pozuna geçip hiç bir şey yapmayalım o zaman.
YanıtlaSilFerhat EMİL
Daha çok borçlanırlar nede olsa halktan alıyorlar.Kredi kartı borcun var diyelim eğer bunu babası ödüyorsa çocuğun çocuk harcarken düşünür mü.Yollar köprüler yapsınlar başka ülkeler sanayimiz ekonomimiz nasıl gelişir diye yatırım yaparken bizde devlet sadece tüketiyor bütün halkın faydalanması gereken parayla özel şirketleri zengin ediyor bu gidişatla daha bu günleri çok ararız diye düşünüyorum
YanıtlaSil