Futbolu artık eskisi
kadar yakından takip etmiyorum. Takım tutuyorum ama oynanan oyundan zevk
almıyorum. Bunu biraz liglerdeki futbol anlayışına biraz da ilgisizliğime bağlayabilirsiniz.
Korkmayın amacım futbol
yorumu yapmak değil.
Son yıllarda yaşanan
iki gelişmeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Artık futbol çifte açığa, bütçe ve cari açığa neden oluyor.
Bütçeye etki, profesyonel liglerdeki
belediye takımlarının çokluğundan. Kaç tanedir sayamadım. Ama neredeyse her il
ve büyük ilçe belediyesi bir tıkıma sahip veya dolaylı yollardan destekliyor.
Bazı belediyeler ithal
sporcular ile yarı amatör dalları destekleyerek basında ve kamuoyunda başkan
tanıtımına katkı sağlamaya gayret gösteriyorlar.
İşin ekonomik, bütçeyi
etkileyen yanı, Maliye’ye, başta KDV olmak üzere, vergi borcu olanlar dahil birçok
belediyenin, bu tür halkla ilişkiler faaliyetleri için harcayacak para
bulabilmeleri.
Böylelikle spor tamamen siyasileşiyor. Oy makinesinesine dönüşüyor.
Futbolun bir de döviz açık pozisyon tarafı oluştu.
Ne alaka demeyin
sakın.
Nedir bu 11 yabancı
futbolcu oynatabilme kararı? Kim hangi mantıkla buna izin verir? Bazılarınız, “Sen
anladığın işe bak. Futbol ayrı bir endüstri” diyecektir.
Evet benim kafam, bir ligde
yer alan 18 takımda, 157 yabancıya karşılık 94 yerli futbolcunun forma
giymesini almaz. Geçen hafta oynanan maçlarda ilk 11’de; Göztepe 10, Galatasaray,
Antalyaspor ve Alanyaspor 9’ar yabancıyla sahaya çıkmışlar. En az yabancıyla
sahaya çıkan, 5 futbolcuyla Akhisar Belediyespor.
Gelelim itirazlarıma.
Gelen yabancıların
çoğunun spor ömürlerinin sonunda oldukları gerçeğini bir yana koyarak konuyu
ele almaya çalışayım. Dikkat ederseniz sadece Avrupa maçlarında ve derbilerde
kendilerini zorlarlar. Onun dışında sahada yürüyen, çimlerin kalitesini ölçen
uzmanlar gibidirler.
Yanı sıra hiçbir yabancı
futbolcu bonservis ücreti dahil transfer bedelini ve diğer alacaklarını TL ile
almaz. Euro veya dolar ister. Sadece kulübün verdiği söz de yetmez. Çoğu banka
teminat mektubu olmadan imza atmazlar. Yani kulüp alacağını ödemezse, gider
bankadan tahsilatını yapar. Kendi açısından haklıdır da. Kulüplerin banka
borçlarının bir kısmının arkasında bu uygulama vardır.
Öte yandan,
kulüplerin, daha doğru deyimle futbol endüstrisinin döviz açık pozisyonu
vardır. Gelirleri, taraftardan topladıkları TL. Yanı sıra yayıncı kuruluş ta abonelerinden
TL tahsilat yapıyor. Buna karşılık ödemelerinin çoğunluğu Euro veya dolar.
Ödeme zamanı gelince kulüpler piyasadan döviz talep ediyorlar.
Yine bazılarınız, “Türkiye
büyük ve dışa açık ekonomi. Birkaç yüz milyon dolardan ne çıkar?” diye itiraz
edecektir.
Ama olmaz. Masa örtüsünü Çin’den, futbolcuyu Avrupa ve
Afrika’dan ithal ederek neyin peşindeyiz? Ekonomi ithalata bağımlı hale getirildiği gibi şimdi de futbol dışa bağımlı
oldu.
Neden Altınordu gibi
takımlara özel teşvik verilmez? Yerli altyapı şartları konulmaz? Gençlerimizin
futbol oynaması için, eğitim başta olmak üzere tüm alanlarda gerekli önlemler
alınmaz? Eğitimde spor, matematik, bilim, meslek yerine ezber ve başka şeyler
öne çıkarılır?
Bu arada, İngiltere
örneğini verenlere, orada kendi yerel paralarıyla ödeme yapıldığını
hatırlatmamda yarar olur mu bilemiyorum? Sanki her şeyimiz; demokrasimiz,
hukukumuz, sanayimiz, fikir özgürlüğümüz, spor altyapımız İngiltere gibi de
futbol ligimizi de onlara benzetmeye çalışıyoruz.
Bana yardımcı olun. Hakikaten
anlayamıyorum.
Sayın Özyıldız,olayı iyi yakalamışsınız. Ancak ayrıntıda kıtlık var. Biraz daha ilginç ve doğru bilgilerle yazıyı güçlendirmek hatta süslemek gerekir. Yine de iyi. Başarılar.
YanıtlaSilMetin Kazancı
kazancimetin@yahoo.com
Kıtlıkları giderek için katkılarınızı bekliyorum.
SilTFF'nin bir Türk teknik direktörle çalışsada, çalışmasada her yıl milyonlarca Euro kazanacağı sözleşme imzaladığı, milli forma ile sahaya çıkıp top oynamak için yüzbinlerce Euro'luk primlerin dağıtıldığı bir ortamda klüplerin bu halde olması gayet normaldir.
YanıtlaSilFutbol ölmüş. Allah rahmet eylesin. Türk futbolu. Dünya futbolu da ölüm döşeginde. Yakında ölmesi hak. Paraya bağlı kaldığı surece de ayağa kalkması mucize. Yaşasa bile suni solunum cihazına takılı olarak ona destek veren başka dünyalilarla yaşar.
YanıtlaSilSayın Özyıldiz gençlerimiz neden top oynasın? Spor yapsın. Top da oynasın ancak sporcu gibi yetistirilirse sporda kalkınıriz. Brezilyalılarin hemen hepsi futbolcu gibi.Bu sayede çok mu kalkınmış durumda.Bizim sporcuya,bilhassa atlete ihtiyacimiz var. Gelişmiş birçok ülke atletizme spora çok büyük önem veriyor,teşvik ediyor gençleri. Biz atlet,sporcu devsirmeyle bu işi ilerletemeyiz. Doğru düzgün sporcu,atlet sayımız bir elin parmaklarını geçmiyor.Sporda devrim yapılması gerekir.
YanıtlaSil