26 Aralık 2017

Son KHK’lar ve trafik kaosu

Ortalık son KHK’ların gündemiyle meşgul.

OHAL kararnamesiyle Gemlik yeni yerine taşınıyor, taşeron işçilere kadro veriliyor, savunma alanında yeni bir KİT kuruluyor. Dahası Vakıfbank’ın hisse yapısı değişiyor. Hazine bankaya özel tertip devlet iç borçlanma senedi ve kira sertifikası veriyor. T. Varlık Fonu’nun daha fazla borçlanmasının önü açılıyor. Böylelikle ikinci kamu hazinesine doğru bir adım daha atılıyor. En önemlisi bazı bütçe işlemleri bütçe dışına çıkarılıyor. Bir mali kural olan kamu borçlanma limiti bir kez daha deliniyor.

Böylelikle mali disiplin artık sadece bütçe açığına bakılarak karar verilen bir kavram olmaktan çıkıyor. Çünkü turpun büyüğü heybede, bütçe dışında.

Bu konularda çok yazdım. Kendimi tekrarlamaktan ve sizleri sıkmaktan çekindiğim için konuya tekrar girmeyeceğim. Ama sivillere “eylem bastırma yetkisi(!)” veren meşhur 121. Maddenin, bu haliyle, ülkenin demokrasi geleceğine dinamit koymak olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Acilen kaldırılmamasının sonuçları sadece sosyo-politik dengeleri değil, doğal olarak, ekonomideki risk algısını da olumsuz etkileyecektir. Bu bağlamda yerli ve/veya yabancı sermayenin doğrudan yatırım kararlarını askıya almaya başladığını duyarsanız şaşırmayın.

Gelelim bugün ele almak istediğim trafik kaosu konusuna.


Büyük şehirlerde araba kullanıyorsanız, son yıllarda gittikçe tırmanan bir sorunu fark ediyorsunuzdur: Artık yollar park yerine döndü. Önce park edilmesi yasak olan cadde/sokak kenarları işgal edildi. Araçlar park edilmez levhalarının yanı başına park edildi. Bazı yerlerde trafik polisi uyardı, ceza yazdı. Ama polis gidince şoförler geri gelip araçlarını tekrar aynı yere park ettiler.

Çoğu zaman ceza yazıldı. Ama insanlar iki nedenle ceza ödemediler. Birincisi, bazılarının gelirleri ceza ödemeye yetmiyor. İkincisi, iki senede bir çıkarılan aflar ve kamu alacaklarını yeniden yapılandırma kanunları ceza ödememeyi alışkanlık haline getirdi.

Kısacası, kural koyan, koyduğu kuralı uygulayan ve uymayanı cezalandıran devlet yapısında sıkıntılı bir durum göze çarpıyor.

Bunu nereden çıkardın diyenlere Muhasebat Genel Müdürlüğü’nün rakamlarına bakmasını öneririm. Ben öyle yaptım. Kasım 2017 bütçe gelirlerinin tahakkuku ve tahsilatı verilerine baktım. Trafik para cezası ve Karayolları Taşıma Kanununa göre alınan para cezalarından toplam tahakkuk eden miktar 5,7 milyar lira. Buna karşılık tahsilatı yapılan tutar 2,1 milyar lira. Yani yazılan cezaların sadece yüzde 37’i toplanabilmiş. Ceza alanların büyük çoğunluğu cezalarını ödememişler. Dahası ödememekten korkmamışlar.

Bu gelişmenin sonucunda, yani kurallar uygulanamaz, cezalar tahsil edilemez olunca trafikteki park sorunu yeni bir aşamaya geldi. Ankara’da protokolün kullandığı caddelerin dışında kalan yerlerde, sadece cadde/sokak kenarlarına değil onların yanına ikinci parklar başladı. Aynı durumun İstanbul’da ve diğer büyük illerde de çok yaygın olduğunu duyuyorum.

Artık neredeyse üç şeritli caddede geçecek yer kalmayacak. Dün bunu Ankara’da Cebeci’de yaşadım. Duraktan yolcu almak için yanaşacak yer bulamayan halk otobüsü, kısa süreliğine de olsa, bütün yolu kapattı. Trafik durdu, otobüs yolcu indirdi ve aldı. Tamam, onun suçu yok, durağına ikili park etmişlerdi, yanaşamadı diyebiliriz. Ama inanıyorum ki çok uzak olmayan bir gelecekte, benzeri olayları daha sık yaşamaya başlayacağız.

Bildiğiniz gibi şehirde yaşamak demek kurallara uymak demektir. Daha önemlisi uymayanın emniyet tarafından uyarılması, para cezası yazılması, olmadı gözaltına alınması, savcılığa yönlendirilmesidir. Ardından, hızlı çalışan yargı sisteminin de hukukun gereğini yerine getirmesidir. Bu zincirin halkalarında bir kopukluk olunca şehirlerde yaşamak daha da zorlaşacaktır.

Zorlukları azaltmak için, ülke nüfusunun büyük çoğunluğunun şehirlerde yaşadığını ama ne yazık ki çoğumuzun şehirli olamadığını hatırlamakta yarar var. 

11 yorum:

  1. Niçin kediye kedi demiyorsunuz?Bunlar değil şehirli insanlığın daha 1.aşamasına gelememiş güruh.Görünüşlerine bakıp aldanmayın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. BU GÖRÜŞE KESİNLİKLE KATILMIYORUM. EĞİTİM SİSTEMİNİN YANLIŞLARINI İNSANLARA YÜKLEMEK YANLIŞTIR. BUGÜN KURALLARA UYAN İNSANLARIN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ, OKUL ÖNCESİ EĞİTİM DAHİL ALDIKLARI AKILCI EĞİTİMDİR. BUNU SAĞLAMAYAN YAPI YERİNE İNSANLARI ELEŞTİRMEK DOĞRU BİR YAKLAŞIM OLAMAZ.

      Sil
  2. Ben hiç zorlama ile eğitilmiş kişi görmedim.Eğitmeye ,doğruyu anlatmaya kalkın bakayım başınıza ne geliyor görün.

    YanıtlaSil
  3. FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜNE OLAN SAYGIM NEDENİYLE BU YORUMU YAYINLIYORUM.

    YanıtlaSil
  4. Selamlar Hakan bey;Hukuk ve adalet işlevselliğini kaybettiği zaman ortaya kaos ve bireysel adalet çıkar.Ayrıca son 10 yılda köyler boşaltıldı ve gelenlerin şehirleşmesi ülkede NŞA 3 nesil sürer.Yani düzelmeyi bizler zor görürüz ama olan biteni hatırlatmaklada sorunun çözümüne katkı sağlayamayız.Ayrıca kurallar içselleştirilmediği müddetçe eğitimin etkisi şeklen kalır.Polis varsa kırmızıda durur,gece basar geçer.

    YanıtlaSil
  5. Hocam tek bu değil, genel olarak trafik kurallarına uymamak çok yaygın, kırmızı ışıkta geçmek, sinyal vermemek, şerit ihlali, yol vermemek vb. Yayalarda da aynı kuralsızlık geçerli, ışık falan beklemeden yola atlıyorlar. Özellikle gelişmiş ülkelere gidip şehirlerinde gezdiğimde ülkemi düşünüp çok üzülüyorum.

    YanıtlaSil
  6. Hakan Hocam yazılarınız nasıl bilgilendirici, nasıl objektif, nasıl sağlam içerikli anlatamama. Hükümet sizi takip etse en uygun kararları alabilir, toplumsal huzurun sağlanması ve geleceğimizin kurtulmasına büyük katkı yapar. Aklınıza ,görüşlerinize sağlık. Yazılarınızı büyük bir heyecanla bekliyoruz. Sonsuz selam ve saygılarımı iletiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İLGİNİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. ELİMDEN GELDİĞİNCE DOĞRULARI YAZMAYA VE SİZLERLE PAYLAŞMAYA ÇABA GÖSTERİYORUM.İLGİNİZ OLMASA YAZMAMI GEREKTİREN BİRŞEY YOK. SAĞOLUN, VAROLUN.

      Sil
  7. Üstat,
    2017 yılında da bizlerle paylaşmaya devam ettiğiniz kıymetli görüş ve yazılarınız için teşekkür ederim.
    2018 yılının hepimize daha fazla sağlık ve huzur getirmesini diliyorum.

    Çok selamlar
    Cafer Demir

    YanıtlaSil
  8. Sn Hakan Bey, Ankara'da yaşayan bir okurunuz olarak; trafik kaosu konusundaki fikrinize katılmak ile birlikte, biraz eksik buluyorum. Kaosun tek sebebi; aflar, eğitimsizlik ve şehirli olamamamızın yanında, yetersiz otoparklardır. Nüfus ve araç sayısının artmasıyla orantılı bir otopark artışına sahip olamıyoruz maalesef. Bu da şehir planlamacılığında eksik ve yetersiz kaldığımızı gösteriyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. KESİNLİKLE HAKLISINIZ. BEN KONUNUN BİR YANINA DEĞİNDİM. TABİKİ BİRDEN ÇOK NEDENİ VAR.

      Sil