Yunan Krizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yunan Krizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Temmuz 2015

Dünya iktisadi nizamatı Yunanistan ve Türkiye

Aslında hikâyenin bu bölümü 1980’li yılların sonlarında başlıyor.

Dünya tek kutuplu hale dönüşüyor, Sovyetler Birliği yıkılıyor, sosyalizmin çöktüğü ileri sürülüyor. Kapitalizm, Çin dâhil birçok ülkede zaferini ilan ediyor. Ardından çokuluslu şirketler hızla dünyaya yayılmaya başlıyorlar. Fabrikalarını ucuz emek cennetlerine taşıyorlar, maliyetler düşüyor, karlar artıyor.

Sermayedarlar, artan gelirlerini yeni sabit yatırımlar yerine, borsalara ve diğer kısa vadeli piyasalara yatırılıyor. Parayla para kazanma hızlanıyor.

Buna karşılık, emeğiyle geçinenlere Çin’le, Bangladeş’le, Vietnam’la rekabet edebilmek için düşük ücreti kabullenmek veya işsiz kalmak arasında seçim yapmaları öneriliyor.

29 Haziran 2015

Bahçelerde cam cam Çipras’ı öptü Merkel ablam

Başlık çoğunuzun hoşuna gitmemiş olabilir. Önce ben de çok kararsızdım. Ancak son gelişmelere bakınca, akılca kalıcı olabileceğini düşünüp bilinçli olarak seçtim.
Sonunda tahminim tuttu. Yunanistan’a “direnmenin bedelini ödetiyorlar”! Bazılarınız bu saptamamdan da hoşlanmamış olabilirsiniz. “Neyin bedeli?” diye düşünmüş olabilirsiniz. Haklısınız.

Ama…

Ben işin sorumlusunun Çipras ve arkadaşları olduğunu düşünüyorum. İzin verin nedenlerini açıklamaya çalışayım.

Öncelikle “Yunanistan’a bu kadar borç verenlerin hiç sorumluluğu yok mu?” sorusunun cevabını vereyim. Tabi ki var. Ancak söylememe gerek var mı bilmiyorum: Borç verenlerin doğasında bu var. Ne kadar çok talep varsa o kadar borç vererek, bir ekonomiyi kendilerine bağlamayı hedefler. Böylelikle borç alanlar tüketime yönelirler. Ardından içeride üretim yetmeyince borç verenlerin ülkesinden ithalat yapılır. Dahası onlardan aldıkları borçlar karşılığında dışarıya faiz ödenir.

Bunlar bilinen şeyler. Kabul, borcu alan, Yunanistan’ı borç batağına sokan da Çipras ve arkadaşları değil. Önceki siyasetçilerin popülist yaklaşımları olayı bu noktaya getirmiş.