Çevre etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çevre etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Mart 2019

Doğu Akdeniz’de neler oluyor?

Bugünkü yazımın uzunluğu için özür dilerim. Ancak konu oldukça önemli.
Üyesi olduğum 21. Yüzyıl İçin Planlama Grubu ile Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu (KÜDENFOR)ve Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin’deDoğu Akdeniz ve Türkiye II” çalıştayı düzenledi.
Çalıştay’ın amacı, Doğu Akdeniz’de son dönemde enerji alanında yaşananları ve Türkiye’ye etkilerini tartışmaktı.
Gelişmeleri daha iyi anlayabilmek için öncelikle dünyada enerjide yaşanan gelişmelere bakmakta yarar var. Alanındaki önemli raporlardan olan “BP Energy Outlook 2019”sayısında dikkat çeken tespitlerle başlayayım.
Bunlardanbirisi2040 yılı itibariyle dünya enerji talebinin yaklaşık üçte birinin Çin, Hindistan ve Asya’dan geleceği. Anlaşılan o ki; artık Orta Doğu’da ve Rusya’da bulunan birincil enerji kaynaklarını Avrupa’dan çok doğuya ulaştırmak gerekecek. Bu durum, önümüzdeki dönemin jeopolitiğini değiştirecek bir öngörü. Türkiye’de bundan oldukça etkilenecektir.
Diğeri, enerji üretim sektörünün birincil enerji kaynaklarının yüzde 75 kadarını kullanacağı ve bunun doğal sonucu olarak ulaştırmanın payının azalacağı. Ulaştırmada elektrikli araçların kullanımının hızla artması sonucunda, petrolün kullanımı azalması doğaldır. Bunun sonucunda petrol ve doğal gaz en çok elektrik üretiminde kullanılacaktır.
Üçüncübelki de en önemli öngörü, gelecekte enerjinin yüzde 85’inin yenilenebilir kaynaklardan ve doğal gazdan üretileceği. Bu öngörü hem Türkiye’nin hem de dünyada bilinen birincil kaynakların büyük çoğunluğuna sahip olan yakın komşularımızın hayatını değiştirecektir.

25 Ekim 2016

Küresel ekonomik sorunların çözümü için arayışlar başladı

Bugün dünya “düşen büyüme, artan eşitsizlik ve yükselen toplam borç” sorununu çözmekte zorlanıyor. Çünkü hastalığın tedavisi kapsamlı fiskal değişimlere bağlı. Ancak yüksek borçluluk bu alandaki radikal reformların önünde engel olarak duruyor.

2008’den bu güne düşük faiz ve genişlemeci para politikası sayesinde zaman kazanmaya çalışan karar alıcılar artık işin sonuna gelindiğini biliyorlar.

Çünkü çözüm kolay değil. 1990 sonrasında aşırı finansallaşan ekonomilerde, para ile reel sektörün ilişkisi koptu. Bilindiği gibi, bankacılık “kısa vadeli ve ucuz bir şekilde borç alınan paranın, uzun vadede yüksek faizle borç verilip, risk alınarak para kazanma sanatıdır.” Ancak düşük/negatif faizlerin yaygınlaştığı bir dönemde kimse uzun vadede para kazanamaz oldu. Uzun vadede düşük gelirle yüksek risk almak istemeyen finansal sistem, reel sektöre kredi vermek yerine, para ve sermaye piyasalarına yatırmayı seçiyor. Bu yolla iyi de gelir elde ettiler. Ama onun da sonuna gelindiği konuşuluyor.

Bu yapı, yatırımları ve büyümeyi olumsuz etkiler hale geldi. Büyüme hızları düşünce, bir yandan ülkeler arasındaki diğer yandan ülke içindeki toplumsal kesimler arsındaki eşitsizlikler büyümeye başladı.

18 Şubat 2015

Fındıklı dereleri özgür akacak

Ata toprağım Rize - Fındıklı her Karadeniz toprağı gibi cennetten bir köşe. Görenler, bilenler, en usta yazarlar doğal güzelliği konusunda yorum yapmakta zorlanırlar.

Son yıllarda Karadeniz'in doğasını, ekolojik dengesini katletmek için uygulanmaya çalışılan HES'lere Fındıklı halkı uzun süreden bu yana duyarlı ve direniyor. Genci yaşlısı, kadını erkeği herkes derelere vurlacak prangaları istemiyor.

Açın bakın; Enerji Bakanlığı, TEİAŞ ve EPDK gibi devletin enerjiyle ilgili kurumlarının raporlarına göre, proje portföyündeki tüm HES'ler inşa edilse bile Türkiye'nin elektrik ihtiyacının sadece yüzde 2,5 - 3'ü kadarını karşılayabiliyor.

Bu kadar küçük bir miktar için nelerden vaz geçildiğini, sizlere aşağıda resimlerle açıklamaya çalışacağım. Çünkü benim yazma yeteneğim bu güzellikleri ve olası katliamın boyutunu açıklamaya yetmez.

Fındıklı'daki arkadaşlarımın bana verdikleri bilgiye göre, aşağıda gördüğünüz yerde yapılacak HES projesinin adı Taşdibi HES.

Aşağıda resimlerini gördüğünüz yer Kaçkarların Çatak / Taş yaylası.