27 Şubat 2015

Türkiye’nin borç rakamları

Son küresel krizden sonra dünya ekonomilerinin en büyük ekonomik sorunları; büyüyememe, aşırı borçluluk ve eşitsizliğin artması oldu. Amerika dahil olmak üzere her ülke borç sarmalının içinde çırpınıyor. Çözüm arayışları devam etmekle beraber, çoğu seçenek acıtıcı olduğu için bulunanlar hayata geçirilemiyor, öteleniyor. Ama gözünü kapatarak veya devamlı dikiz aynasına bakarak araba kullanılamayacağı gibi, merkez bankalarının para basmasıyla da bu işler çözülemiyor.

Dünyada büyük sıkıntı yaratan borç sorunu Türkiye’de ne durumda?

Yine uzun uzun anlatmayacağım. Hazine, Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü ve BDDK kaynaklarını kullanarak üç tane tablo hazırladım.

23 Şubat 2015

Merkez Bankası faiz indiremez, “Borç alan emir alır”

Piyasalar yarını heyecanla bekliyor. TCMB’nin siyasi baskılara direnip faiz indirmeyeceğini düşünenler kadar tersini öngörenler de var.

Başlığın tırnak içindeki bölümü bana ait değil. Bir televizyon programında söylendi. Söyleyen kaynağını hatırlayamadı. Ama çok doğru ve acı bir söz.

Ne demek istediğimi açıklamadan önce gelin UYP, Uluslararası Yatırım Pozisyonu nedir, kısaca hatırlayalım. TC Merkez Bankası, ülkenin döviz hareketlerini izler. Yurt dışıyla yapılan her türlü mal ve hizmet alım satımını bankalardan ve gümrüklerden takip eder. Yanı sıra hisse senedi, tahvil gibi dövizli portföy yatırımlarını, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını, alınan  ve verilen tüm dövizli kredileri ödemler dengesi tablolarında izler ve yayımlar. Bu veriler bir aylık veya bir yıllık olarak yapılan işlemleri gösterir.

18 Şubat 2015

Fındıklı dereleri özgür akacak

Ata toprağım Rize - Fındıklı her Karadeniz toprağı gibi cennetten bir köşe. Görenler, bilenler, en usta yazarlar doğal güzelliği konusunda yorum yapmakta zorlanırlar.

Son yıllarda Karadeniz'in doğasını, ekolojik dengesini katletmek için uygulanmaya çalışılan HES'lere Fındıklı halkı uzun süreden bu yana duyarlı ve direniyor. Genci yaşlısı, kadını erkeği herkes derelere vurlacak prangaları istemiyor.

Açın bakın; Enerji Bakanlığı, TEİAŞ ve EPDK gibi devletin enerjiyle ilgili kurumlarının raporlarına göre, proje portföyündeki tüm HES'ler inşa edilse bile Türkiye'nin elektrik ihtiyacının sadece yüzde 2,5 - 3'ü kadarını karşılayabiliyor.

Bu kadar küçük bir miktar için nelerden vaz geçildiğini, sizlere aşağıda resimlerle açıklamaya çalışacağım. Çünkü benim yazma yeteneğim bu güzellikleri ve olası katliamın boyutunu açıklamaya yetmez.

Fındıklı'daki arkadaşlarımın bana verdikleri bilgiye göre, aşağıda gördüğünüz yerde yapılacak HES projesinin adı Taşdibi HES.

Aşağıda resimlerini gördüğünüz yer Kaçkarların Çatak / Taş yaylası.

16 Şubat 2015

Kamu borç stokundaki gelişmeler

Mali disiplinin önemli göstergelerinden olan kamu borç stokundaki değişimi, 2014 sonu itibariyle ele almaya çalışacağım. Sizi uzun uzun rakamlarla boğmamak ve yazıyı çok uzatmamak için tablolar üzerinden, özet bilgiler vereceğim.

Tablo 1: Kamu borç stokunun değişimi

15 Şubat 2015

#ÖzgecanAslan ların öldürüldüğü ülkede büyüme isterse yüzde bin olsun

Canım ülkem öyle bir hale getirildi ki insanın inanası gelmiyor.

Gencecik bir yavru, önce tecavüz ediliyor sonra öldürülüyor. Yetmiyor cesedi yakılıp dere kenarına atılıyor.

Buraya kadar her yerde olabilecek hayvanlık sahneleri.

Bunu yapabilenlere insan diyenin...

Ama beni korkutan, ülkemin geleceği hakkında endişelendiren tarafı başka. Bazı yalaka ve sapık gazeteci ve siyasetçi tiplemelerinin sosyal medyada utanmazca ortaya çıkıp; cinayete kurban giden kadınların sosyal durumlarını ve ahlak anlayışlarını hatta daha adicesi mini etek giymelerini tartışmaya kalkmaları.

Aklıma mukayyet olamıyorum.

11 Şubat 2015

Sıcak paranın maliyeti

Geçenlerde bir arkadaşım aradı. Sıcak para konusuna çok değindiğimi, ancak dış kaynak olmadan da ülkede büyüme olmadığını belirterek, “Konu hakkında çözüm getirmeden yapılan her eleştirinin yetersiz kaldığını” söyledi. “Haksızsın” demek mümkün mü? Oturduğun yerden durmadan eleştirmek, Muppet Show’daki kurbağaların tavrına benziyor.

Dolayısıyla amacım sadece eleştirmek değil. Sıcak paranın dikkatli ve akılcı yönetilmesi çok teknik bir iş olduğu için bildiklerimi ve önerilerimi gerekirse yazmak üzere konuyu şimdilik geçiyorum.

Geliyorum sıcak paranın ekonomiye getirdiği yüke.

9 Şubat 2015

Gerçekten demokrasi istiyorsak

Ben, bu topraklarda çağdaş demokrasi istendiği konusunda şüphesi olanlardanım.
İzninizle, yapım gereği, son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Siyasete ilgi duyanların ve siyasetle uğraşanların çok büyük çoğunluğunun amacı demokrasi filan değil. Amaçları; partide genel merkezden, yerelde belediyeden, hükümet olunca da devletten nemalanmak. İyi niyetli, idealist olanlar da parti vitrinlerini süslemek, seçmenin gözünü boyamak için oralardalar.

Çevrenize bir bakın. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Kamu kaynağını çevresine dağıtmak ile demokrasi arasında ne ilişki olabilir?

7 Şubat 2015

Son kale de yıkılacak mı?

Türkiye 2001 Krizinden; bankacılık reformu, kamu mali ve borç yönetimi reformu, kamu ihale sistemi reformu ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığının sağlanması sayesinde çıkabilmiştir.

Kriz sonrası dönemde bir başarı varsa, uygulanan reform programı ve dünyadaki döviz bolluğu sayesindedir.

Şimdi geldiğimiz aşamada dünya, döviz bolluğu konusunda değişik sinyaller veriyor. Ancak ne olursa olsun FED ‘in faiz yükseltme sürecine yaklaşıldığı kesin. Bu arada hatırlamakta yarar var: Tüm yükselen piyasa ekonomisi (EM – emerging markets) krizleri FED ‘in faiz yükseltme sürecinde yaşanmıştır.

O zaman olası bir dış şoka ne kadar hazırlıklı olduğumuzu kontrol etmemizde yarar var. Uzatmadan ele alacağım.

4 Şubat 2015

Yanlış elektrik dağıtım özelleştirmesinin bedelini tüketici ödüyor

Özelleştirmenin fikir anası muhafazakâr İngiliz başbakanı M. Thatcher’dır. Thatcher, 1980’li yılların başında; ülkesinde kamu sermayeli işletmelerin özelleştirileceğini, kapitalist bir ekonomide sermayenin özel şahıslara ait olması gerektiğini ileri sürdü. Ancak “sermayeyi tabana yaymak” diye özetlenen yaklaşımla, “blok özelleştirmeler” yerine sermaye piyasasında “halka arzları” tercih etti.

İngiliz Muhafazakârlarının asıl amacı, bütçeye kaynak sağlamak kadar borsaları güçlendirmek ve dünya yatırımcılarını Londra’ya çekebilmekti. Bunda da başarılı oldular.

Hatırlanacağı üzere,1990’lı yıllar dünya tarihinde önemli dönüm noktalarından biridir. Sovyetler Birliği dağılmış, sosyalist devletçi ekonomi düzeni büyük darbe yemiştir.

Gerek Gorbaçov gerek diğer SSCB kalıntısı liderler, kapitalist düzene geçişi hızlandırmak adına hızlı bir özelleştirme hareketi başlattılar. Neredeyse stratejik görmedikleri tüm işletmeleri özelleştirdiler. Ama ülkelerinde sermayedar olmadığı için “kupon özelleştirmesi” denilen bir yöntemle işletmelerin mülkiyetini çalışanlarına devrettiler.