26 Aralık 2014

Mali disiplin tabutuna yeni bir çivi daha: Hazine garantili tahvil

Hazine Müsteşarlığı, Perşembe günü Resmi Gazete’ de kamu kurumlarının dış finansman sağlamasına ilişkin bir Yönetmelik yayımlandı.

Yönetmelikle getirilen temel değişiklik, Hazine garantili tahvil ihracı yapılabilmesine olanak tanınması. Yani Hazine garantili proje tahvillerinin önü açılıyor.

Neden?

Bu değişiklik büyük olasılıkla, finansman sağlama güçlükleri yaşanan, büyük altyapı projelerinde yaşanan tıkanıkların aşılması amacına hizmet ediyor. Dahası anılan yönetmeliğin 5. maddesinin 3. fıkrasına göre; eskiden yüklenici sadece proje kredisi teklifi ile gelirken ve bu  krediler yüzde 95’e kadar garanti edilirken şimdi tahvil ihracı teklifi ile gelecek ve yüzde 100’e kadar garanti alacak.


İşin başka bir teknik bir yanı daha var. Yeni çıkarılacak tahvillerin borçlusu Hazine olmadığı için Müsteşarlığın maliyetlere nasıl müdahil olacağı da belli değil. Bilginiz için açıklamamda yarar var. Benim hatırladığım kadarıyla, bu tür büyük proje kredilerine dış borç alınırken Hazinenin belli benchmarkları vardı. Bu bağlamda Hazine Uzmanları bu kıstaslara bağlı olarak şartları kreditörlerle müzakere edebilirdi.

Oysa ki bu değişiklikle artık DHMİ gibi KİT’ler, belediyeler, Karayolları, Devlet Su İşleri gibi kuruluşlar dış piyasalarda kendileri tahvil ihraç edebilecek. Bu kuruluşlara aracılık edecek finansal kuruluşlar, fiyat ve diğer şartların piyasada belirlendiğini belirtecekler. Dahası tahviller gittikçe sıkışan sabit getirili enstrüman piyasalarında belli sayıda yatırımcıya ihraç edilebilecek. Bu durumda aracılar, Hazineden daha geniş garanti alabileceklermiş gibi görünüyor.

Anlaşılan o ki, büyük altyapı projelerinin finansman paketlerinde sıkıntılar tahmin edilenden daha sıkıntılı. Dolayısıyla böylesi yaratıcı düzenlemelerle çözümler aranıyor. 

Sade bunlar olsa neyse. Yanı sıra Yönetmeliğin 5 maddesini 3 fıkrası; 6 maddesini 4 fıkrası ile 9. ve 19. Maddeleri de dikkat çekici. Ama daha fazla teknik detaya girmeden burada keseyim.

İşin mali disiplini ilgilendiren tarafına dönelim.

Dış borçla yapılan yatırım harcamalarının bir bölümü bütçeye ödenek konmadan yapılır. Yani bütçe dışı bir işlemdir. O proje için bütçede küçük bir ödenek konur, ama asıl harcama alınan dış krediden veya tahvil ihracıyla gelen paradan yapılır. Bütçe açığı büyümez.

Eğer dışarıda tahvil ihracı yapan bir KİT ise onun borcunun bütçeyle bir ilgisi zaten yoktur. Sadece Türkiye’nin dış borç stoku büyüdükçe detaylara bakılarak nedeni anlaşılabilir. Dış borcu alan KİT mi, belediye mi, Hazine mi orada belli olur. Ama veriler gecikmeli yayımlandığı için, az da olsa, bir şeffaflık sorunu vardır.

Böylesi uygulamalar mali disiplinden her geçen gün biraz daha uzaklaşıldığını gösteriyor. Hatırlarsınız, önce Yap-İşlet-Devret ve Kamu Özel İşbirliği projelerinin kapsamı genişletildi. Milli parklarda tesis yapılması bile kapsama dahil edildi. Var olan kamu garantileri yaygınlaştırıldı. Ardından bu projeler için üstlenici şirketlerin aldığı dış kredilere Hazinece üstlenim garantisi getirildi.


Bu sayede 2015 Bütçesinde kamu yatırımlarının miktarı küçüldü. Gelecek yıl merkezi bütçeden bu yıldan daha az yatırım harcaması yapılacak. Ama piyasadaki bazı yorumcular her ay bütçe rakamlarına bakıp düşük açık miktarını alkışlamaya devam edecekler. Oysa kamunun bütçe dışındaki iç ve dış yükümlülükleri hızla büyümeye devam edecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder