25 Aralık 2014

Veli Kavlak’ın muhteşem davranışının bana hatırlattıkları

Bir kupa maçındasınız, takımınız mağlup ve oyunun ilk dakikaları... Hakem rakip oyuncuya, size yaptığı faul için kırmızı kart gösteriyor. Siz arkadaşlarınızla beraber, “hocam hareket kırmızılık bir hareket değildi” diyorsunuz. Ve hakem kartın rengini sarıya çeviriyor. Takımınız kendi sahasında mağlup oluyor.

Maçı seyrederken inanın bana gözlerim doldu. Ağlamamak için kendimi zor tuttum. Trabzonspor taraftarıyım ama o an için ben de “Kartal oldum, Çarşı oldum !?”. Bana göre spor buydu, ahlak buydu, örnek olmak buydu.

Baksanıza benim gibi birisine, ekonomi yazmaya alışkın olan bir emekliye, spor yazısı yazdırdılar.

Başta Veli Kavlak olmak üzere tüm Beşiktaş camiasını, yiğit Adanademirspor’luları ve hakem heyetini bize bu ortamı yaşattıkları için, en içten duygularla kutluyor, gözlerinden öpüyor, saygılarımı sunuyorum.

Neden bu kadar duygulandım biliyor musunuz?


Bu olay bana yaşadığım bir olayı hatırlattı.1990’lı yılların sonunda Londra’da görev yaparken, Türkiye ile uzun dönemli ticari ilişkiler olan bir İngiliz’le yaşadığım olayı.

Adam beni tanıdıktan, Türk olduğumu anladıktan sonra bir soru sordu: “Anlamadığım bir şey var. Siz gündüz maça gidiyorsunuz, hakeme kızınca “İb.e hakem” diye bağırıyorsunuz. Ama aynı insanlar akşam gazinoya gidince, tercihleri değişik olan erkek sanatçıya gül gönderip, kompliman yapıyorlar. Toplumunuzda böylesi çifte standartlı davranışlar çok yaygın. Bir açıklaması var mı?”.

İnanın bu soru, bunca uluslararası deneyip yaşayıp, cevap vermekte en zorlandığım sorudur. Türkiye’nin ekonomik geleceğini sorsa, siyasi yapısındaki sorunları sorsa dert değildi. Ama benim de çoğu zaman gözlemlediğim böylesi çifte standartlı davranışların nedeni açıklamak için biraz antropolog, biraz sosyolog biraz da psikolog olmak lazım. Oysa ben hiç biri değilim.

Daha kötüsü, benim çözemediğim başka sorunlu davranışlar da varken nasıl dürüst ve kapsamlı bir cevap verebilirdim ki? Örneğin, bir Müslüman toplum düşünün, domuzu haram kabul eden bir toplum. Ve bir özdeyişi var: “Devletin malı deniz yemeyen domuz/keriz”. Hadi gelin devlet malı yemeyin bakalım.

Başka bir örnek daha. Geçen yazımda yazdım. Topladığı KDV’yi cebine atan bir toplumda yaşıyoruz. Sonra sabah akşam kul hakkı yemenin neme nem kötü bir şey olduğu hakkında nutuklar atan insanlar.

Tamam belki bu kadar genelleme yapmak biraz haksızlıkmış gibi gelebilir.

Haklısınız.

Artık daha umutluyum. Bu ülkede Vali Kavlak ve arkadaşları var. Belki onun Avusturya’da yetiştiğinden olabilir. Olsun ve arkadaşlarının davranışından mutlu olan, örnek alan gençler olduğunu biliyorum.

Onları alkışlıyorum.


Hadi gençler; köşe dönmeci, nasıl olursa olsun iş bitirmeci olmayın. Pusu kurmacı değil düellocu olun. Yiğit olun, mert olun, çağdaş olun, yurtsever olun, demokrat olun.

1 yorum:

  1. Avusturya'da yasamis olmasindan degil. Turkiye'de son 15 yili yasamis olmasindandir. Bu donemde agir toplardan niice kaypakliklar gorduk.Nasil kuculduler gozumuzde. Bu donem ozumuzde zaten var olan mertligimizin cesurlugumuzun uzerindeki agir ortuyu kaldirdi. Saygilar.

    YanıtlaSil