20 Ocak 2018

Büyümeye KDV desteği

Geçen yılın bütçe verileri yayınlandı. Açık rakamını, nakit dengesi ile bütçe dengesi arasındaki büyük farkı şimdilik bir kenar koyup, ben bazı gelir ve harcama kalemlerini dikkatinize sunayım.
Gelirlerdeki performansın ithalden alınan KDV, MTV ve çıkarılan yeniden yapılandırma kanunlarının sonuçları olduğu görülüyor. Genel performansı değerlendirmek için enflasyon + büyüme rakamına beraber bakmak lazım. Geçen yıl enflasyon %12 idi. Büyüme ise %6-7 aralığında bekleniyor. O zaman gelirlerde %18-19 civarındaki değişim normal karşılanmalı. Geçen yıl merkezi bütçe gelirleri %14, vergi gelirleri ise %17 kadar artmış. Kötü bir performans değil.
Performansın ayrıntılarına bakmak istersek. İthalden alınan KDV önceki yıla göre %31 artış göstermiş. Bu hem ithalattaki artışa hem de kurlardaki yükselişe bağlı bir değişim. Yani o yıla ait bir gelişme. Kalıcı değil. Motorlu Taşıt Vergisi (MTV)’deki artışın arkasında vergi kanununda yapılan değişikliğin 2018 başından itibaren uygulanacağı beklentisi var. İnsanlar ve şirketler araçları geçen yılsonuna kadar alıp daha az vergi ödemişler. Yanı sıra yeniden yapılandırmadan gelen gelir 28 milyar lira kadar. Bu da kalıcı bir değişim değil.
Gelirlerde, sıklıkla ele aldığım, tahakkuk/tahsilat sorunu yine göze çarpıyor. Aşağıdaki tabloda 2004-2017 yıllarındaki toplam gelirler, dahilde alınan KDV ve cezalardaki tahakkuk/tahsilat oranları görülüyor. İki konu önemli. Birincisi yıllar itibariyle tahsilat oranları düşüyor. Yüzde 87’lerde olan toplam gelir tahsilatları %65’lere düşmüş. Cezalar için de benzeri bir durum söz konusu.
Ama ben dahilde alınan KDV oranlarına dikkatinizi çekmek isterim. Burada da yıllar itibariyle düşüş var. Yüzde 83’lerde olan tahsilat oranı, yüzde 50’nin altına düşmüş. Birileri devlete teslim etmek üzere müşteriden topladıkları paralara el koymuşlar.
Bu sorun kalıcı. Konunun yasal, idari, ahlaki yanlarını takdirlerinize bırakıyorum. Ama bir de ekonomik yanı var. 2017 büyümesinin bu kadar yüksek olmasını anlatmaya çalışanlar çeşitli cevaplar buluyorlar. KGF destekleri, vergi indirimleri, bütçe harcamaları gibi konular çok işlendi. Ama 57 milyar liralık KDV’yi devlete ödemeyenlerin bunu kaynak olarak kullandıkları pek konuşulmadı. Demem o ki, azımsanmayacak miktarda bir kamu kaynağı, birileri tarafından harcandı ve ekonomi büyüdü.

Kaynak: Muhasebat Genel Müdürlüğü
Harcama tarafında artık klasikleşen “ödenek üstü harcama” sorunuyla karşı karşıyayız. Hükümet, TBMM’nin izin verdiği ödeneklerin üstüne 32,6 milyar lira daha harcama yapmış. Yazmak işe yarayacak mı bilmiyorum ama Meclis’in “bütçe hakkı” yine delinmiş. Bütçe hakkının ne demek olduğunu uzun uzun anlatmayacağım. Anlamak isteyenler bugünlerde ABD’de yaşananlara baksınlar. ABD Kongresi borç limitini artırmayınca, devlet bazı faaliyetlerini durduruyor. Bizde TBMM’ye sorulmadan ödenek üstü harcama yapılabiliyor ve borçlanma limitinin üstünde yeni borç alınabiliyor.
Fazla harcamaların en büyüğü sosyal güvenlik ve sosyal yardımlara gitmiş. Bu kalemlerde 17,1 milyar lira fazla harcama yapılmış. Sosyal güvenlik açıkları da geçici değil, kronikleşti. Her yıl beklenenden çok harcama var. İkinci büyük fark kalemi 10,6 milyar lirayla karayolu ulaştırma giderlerinde. Bir kısmının karayolu müteahhitlerinin alacaklarına gittiğini tahmin ediyorum. Umarım onlar da borçlarını kapatmışlardır.
Bunlardan sonra kamu düzeni için yapılan harcamalar geliyor. Ülkenin bir bölümünde ve sınırlarının dibinde terör ve savaş varken bu sapmalar gayet doğal. Tamam bu doğru. Ama buradaki sapmaya öncelik veren doğru yaklaşımın acil olmayan diğer harcamalardan kesilerek, daha çok bütçe açığı, daha az borçlanma yapılması gerekirdi.
Sonuç olarak, geçen yıl bütçe 47,4 milyar lira açık verirken, Hazine 78,4 milyar lira net nakit borçlanma yapmış. Kanımca 2017 için, mali disiplin göstergesi budur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder