17 Ocak 2015

Türkiye yükselen piyasa ekonomilerinde risk ateşi en yüksek ülke

Dünya ekonomisinin krizden çıkmadığını İsviçre Merkez Bankası’nın son kararından sonra bir kez daha gördük. Ortalık öylesine karıştı ki, kendine piyasa uzmanı diyenler bile anlamakta zorlandı. Piyasaların nasıl bir suni denge üzerinde oturdukları her halde şimdi daha iyi anlaşılmıştır. Kural veya beklentiler dışı küçük bir hareket ortalığı darma dağın edebiliyor. Zararlar bir anda zirve yapabiliyor.

Nedeni aslında çok basit. Başta Avrupa olmak üzere, dünyada reel ekonomilerde dengeler yerine oturmadı. Sadece, merkez bankaları batık finansal sistemleri yüzdürülmeye çalışıyorlar. Bunların üstüne bir de Rusya, Ukrayna, Ortadoğu gibi bölgelerde politika riskler de yükseliyor.

Anlayacağınız, önümüzdeki dönemde kırılganlık ve oynaklıklar oldukça yüksek olacak.

Sıcaklık (risk) haritası


IIF (Uluslararası Finans Enstitüsü) yükselen piyasa ekonomilerini takip eden bir kuruluş. Washington merkezli Enstitü’nün çalışanlarının çoğu IMF ve Dünya Bankasından ayrılan uzmanlar. Kurucuları ve üyeleri ise dünyadaki büyük banka ve sigorta şirketleri. Türkiye’den de yirmiye yakın üyesi var.

IIF, özeti aşağıda verilen, bir risk haritası çalışması yayınladı. Aslı 22 ülkeyi kapsayan ve kırılganlıklar açısından karşılaştırma yapan haritada ben altı ülke seçtim. Doğal olarak birisi de Türkiye.

Sıcaklık (risk) haritası üç ana alandaki kırılganlıkları değerlendiriyor: (1) Dış finansmana bağımlılık, (2) İç ekonomide reel ve finansal sektörün kırılganlıkları, (3) Politikaların kredibilitesi ve makro ekonomik uyuma olanak sağlayacak siyasi istikrar. Ben tabloya tüm alt kalemleri almadım. Haritada kırmızı en fazla kırılgan olan alanları, koyu yeşil ise kırılganlığın en az olduğu alanları gösteriyor.

Türkiye’de kırılganlıklar

Çalışmada yer alan 22 ülkenin kırılganlık sırasında ilk sıradayız.

Dışa bağımlılık endeksinde bizden kırılganı olan yok. Türkiye 0,83 iken ikinci olan Malezya’nın kırılganlık endeksi 0,60. Bizi sorunlu yapan alanlar yüksek cari açık ve kısa vadeli borçlara karşılık düşük uluslararası rezerv düzeyi.

İç finansal piyasalardaki riskler de diğer ülkelere göre yüksek. Bu alanda da risk düzeyi, ateşi en yüksek ekonomi biziz. Kırılganlık endeksi bizde 0,72, ikinci olan Brezilya’da 0,71. Ekonomiyi kırılgan hale getiren alanlar, reel sektör ve hane halkının borçluluğunda görülen hızlı artış. (Yazılarımı dikkatle takip edenler bilirler, bu konuyu uzun zamandır işliyor, elimden geldiğince kamu oyunun bilgisine sunmaya çabalıyorum.)

Türkiye’yi kırılganlık listesinde mutlu edebilecek tek şey maliye politikası. Para politikasının da katkısı var. Ama artık TC Merkez Bankası’nın bağımsızlığı fiilen bittiğine göre bu alanda da ne kadar sağlıklı bir yapı kaldığı tartışmalı. Risklerin, kırılganlıkların az olduğunu gösteren açık yeşil renklerin en azından pembeye döndüğü söylenebilir.

Dışarıda, Rusya-Ukrayna, Suriye, İran, Irak’ta yaşanan olaylar; İçeride açılım sürecinin tartışıldığı, genel seçimlerin yapılacağı günlere, yabancı yatırımcıların ekonomimizi böyle değerlendirdiği bir ortamda giriyoruz.


Bilgi bizden taktir sizden.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder