24 Eylül 2018

Yeni Ekonomi Programı üzerine kısa bir değerlendirme


Orta Vadeli Programın (OVP) adı değiştirildi, Yeni Ekonomi Programı (YEP) oldu. İletişim stratejisi açısında doğru bir yaklaşım. Çünkü OVP’lerin hiçbir kredibilitesi kalmamıştı. Adının değiştirilmesiyle, kısmen de olsa, öncekilerden farklı bir ekonomik program olacağı imajı yaratılmış oldu.

Ancak 24 Temmuz 2018 tarihinde yayımlanan Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın kuruluş kararında OVP’nin hazırlanması görevi, Bakanlığın görüşlerini almak kaydıyla, adı geçen Başkanlığa verildiği halde açıklama neden Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapıldı anlaşılmadı.

Yazıyı fazla uzatmamak için, diğer değerlendirmelerime kısa notlar halinde devam edeceğim.


  • YEP’in amacında bir eksik var. Orta vadeli büyüme ve adaletli paylaşım için, şirketlerin ve hane halkının borçlarını nasıl ödeyecekleri temel amaç olarak belirtilmemiş. Oysa önümüzdeki dönemde gelişmelerin yönünü belirleyecek olan gelişme bu.
  • 2013 yılından bu yana devam eden dünya konjonktürüne, FED ve diğer merkez bankalarının parasal sıkılaştırmanın sonuna gelindiği mesajına olması gereken kadar atıfta bulunulmamış. Sorunu burada görmeyince çözüme yönelik adımlar da buradan gelmemiş.
  • Şirketlerin, özellikle dış borçlarını ödeme konusunda yaşayabilecekleri sorunlar ile kur artışının bilançolarda yarattığı etkilerin (ek sermaye, maliyet, borç artışı vb.) sonuçlarının nasıl olacağına ve çözüm önerilerine hiç değinilmemiş.
  • YEP’in ana omurgası olan kur varsayımları sıkıntılı. Bu yılsonu dolar kurunun 6 TL civarında, 2019 yılsonunda da 5 liraya yaklaşacağı varsayılmış. 220 milyar dolardan fazla dış borç ödemesinin olduğu bir dönemde kur nasıl aşağıya düşecek açıklanmamış. Döviz girişi için turizm ve değerli kura dayalı ihracata atıfta bulunulmuş. Ancak bu kadar kısa sürede bunun nasıl gerçekleşeceği belli değil.
  • Buna bağlı olarak cari açık tahminlerinde de ilginç noktalar var. Örneğin bu yılsonunda 36 milyar dolarda kalabilmesi için Ağustos-Aralık döneminde cari açık toplamının 2,9 milyar dolarda kalması lazım. Buna bağlı olarak gelecek yıl ve sonrası cari açık rakamları da çok tutarlı değil.
  • 2019 yılında enflasyonunda ilginç bir durum var. Gelecek yılın $/TL kuru tutmazsa enflasyonun yüzde 16,3 olması mümkün değil.
  • Büyüme tahminlerine de dikkatli bakmak lazım. 2019 ve sonrasında kamu maliyesi disipline yönelir, şirketler dış ve iç borç, hanehalkı borç öderken büyümeye hangi sektöre nasıl katkı sağlayacağının, ileride yayınlanacak Yıllık Programda daha detaylı ele alınmasında büyük yarar var.
  • Kamu Maliyesi;
    • Kamu Maliyesi Değişim Ofisi, kamuda tasarruf ve gelir dönüşüm programı hazırlayacak. Hâlihazırdaki kurumsal yapıda bu görevi, yapabilecek kurumlar zaten var. Neden yenisine ihtiyaç duyuluyor? Belirtilmemiş.
    • 2018 bütçesinde 71 milyar liralık bir harcama artışı öngörülüyor. Karşılığında 65 milyar liraya yakın bir gelir artışı olacağı tahmin edilmiş. Artışın yarısına yakını vergi gelirlerinden, yarısından çoğu diğer gelirlerden. Bu arada EYP’ye göre, Eylül-Aralık 2018 arasında 220 milyar liralık vergi toplanırken, 59 milyar liralık vergi dışı gelir toplanacak. Vergi gelirleri bana biraz iyimser geldi.
    • 2019 yılında tasarrufların büyük çoğunluğu yatırımlardan. İlginç olan şey vergi artışları ve sosyal güvenlik harcamalarından yapılacağı söylenen tasarruf. Umarım bütçe ile bu konulara açıklık getirilir. Kamu borçlanma gereği ve genel devlet açığında öngörülen yüzde birden fazla iyileşmeler bunlara bağlı.
    • Bu arada, iddialara göre miktarı 200 milyar liraya yaklaşan KDV iadeleri, bu tutarın çok üstünde olduğu iddia edilen müteahhit alacakları, KÖİ garantileri gibi bütçe dışı yükümlülükler konusuna hiç değinilmemiş.
  • Bankacılık konusunda dikkat çeken bir cümle var: “Finansal derinleşme ve finansal istikrar kapsamında, banka bilançolarındaki varlıkların seküritizasyonu teşvik edilecektir.” Cümlenin anlamı oldukça geniş kapsamlı. Umarım ortalıkta dolaşan “kötü kredilere çözüm için kamunun katkıda bulunacağı” şeklindeki dedikodunun bununla bir ilgisi yoktur.
  • Konut finansmanı için yeniden yapılandırılacağı anlaşılan Türkiye Emlak Bankası’nın sermayesinin bütçe dışı bir kaynaktan (örneğin İşsizlik Fonu) karşılanıp karşılanmayacağının ivedilikle açıklaması önemli.

Bunlar YEP’in açıklanmaya ihtiyaç duyulan kısımları. Hakkını yemeyelim. Yapılması durumunda yararlı olacak önlemler de yok değil. Örneğin teşviklere yönelik olanlar, KİT’lerin yeniden yapılandırılması, kayıtdışılıkla mücadele, kamu alacaklarının bir daha yapılandırılmayacağı ve tarafsız/yetkin uzmanlarca çalıştırılması durumunda “Vergi Veri Analiz Merkezi” gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder