12 Ağustos 2017

Ödemeler dengesi yüksek faizle finanse edilmiş

Yazılarımı düzenli takip edenler bilirler. Ödemeler dengesi verilerine çok önem veririm. Makro dengeler arasında bir sıralama yapmak, genellikle doğru bir yaklaşım değildir. Ama ekonominin içinde bulunduğu konjonktüre göre değerlendirme yapmak için geçici öncelikler vermek gerekirse, kanımca öncelik ülkenin döviz dengesinde olmalıdır.
Ancak döviz dengesi deyince çoğu insanı aklına hemen cari açık geliyor. Oysa cari açık, döviz ihtiyacının sadece bir bölümünü açıklamaya yetiyor. Turpun büyüğü heybede misali, döviz ihtiyacının çoğunu doğuran kalemler borç geri ödemelerinde.
Bu kısa açıklamadan sonra, 2016-2017 yılları ilk yarılarının döviz finansman ihtiyacına ve nasıl karşılandığına bakalım.
Bu amaçla hazırladığım aşağıdaki tablonun, ilk bölümünde T.C. Merkez Bankası ödemeler dengesi rakamlarından çıkarılan döviz finansman ihtiyacı yer alıyor. Görüldüğü gibi geçen yılın ilk altı ayına göre bu yıl yaklaşık 5 milyar dolarlık (%10) bir artış söz konusu. Artışın 2 milyar dolarlık kısmı cari açığın büyümesinden, kalan 3 milyar dolarlık bölümü de dış borç geri ödemelerindeki artıştan kaynaklanmış. Sadece bankalar 2,5 milyar dolar daha fazla dış borç geri ödemesi yapmışlar. Yani ekonomi, geçen yılla karşılaştırtıldığında, artan cari açık ve bankaların dış borç geri ödemeleri için daha fazla döviz talebi yaratmış.
Bir de tablonun alt bölümünde, finansman kaynakları kısmında yer alan net hata ve noksan kaleminde kaynaklanan bir sorun var. Geçen yıl o kalemde 1,9 milyar dolar giriş varmış. Oysa bu yıl 4,5 milyar dolarlık bir çıkış olmuş. Dahası, uzun vadeli kredi girşilerinde, geçen yıla oranla 10 milyar dolarlık bir azalma görülüyor.
Diğer bir deyimle bu çıkışlar için de döviz ihtiyacı doğmuş.
Peki ihtiyaçlar nasıl karşılanmış? Geçen yılla karşılaştırarak bakalım.
Yabancılar, borsadan 1,5 milyar dolarlık daha fazla hisse senedi satın almışlar. Yanı sıra geçen yıla göre 7,5 milyar dolar kadar daha fazla Hazine kâğıdı (DİBS ve Eurobond) satın almışlar. Dahası 5 milyar dolarlık kısa vadeli kredilerde artış var. Yabancılar yüksek faiz getirisi nedeniyle Türk bankalarındaki mevduatlarını da çoğaltmışlar.
Ve en önemlisi, yukarıdaki kalemler döviz talebini karşılamaya yetmemiş, Merkez Bankası da 2,4 milyar dolar rezervlerinden harcamış.
Rakamlara muhasebe açısından bakınca ihtiyaç karşılanmış. Sorun kalmamış.
Ancak!
İşin bir de ekonomik yanı var.
Cari açıktan, uzun vadeli borç geri ödemelerinden, net hat ve noksan kaleminden döviz ihtiyacı oluşmuş. Bu talep borsada hisse senedi, yüksek faizli Hazine borç kâğıdı satarak; kısa vadeli borçlanarak, yabancıların döviz hesaplarına kendi ülkelerindekinden daha yüksek faiz ödeyerek ve rezerv azaltarak karşılanmış.
Bu açıdan bakınca, 2017’nin ilk yarısında, yüksek faiz ve getiri sağlanmadan döviz ihtiyaçlarının karşılanamadığı gibi bir sonuç ortaya çıkıyor.
Eğer bu eğilim bundan sonrada böyle devam ederse, dünyada dövizin azaldığı dönemde Türkiye, döviz gereksinimini karşılayabilmek için daha yüksek faiz ödemek zorun kalabilir.
Sonu ne olur?

Çok tekrar okuyucunun hoşuna gitmiyor. Burada kesmekte yarar var. Dolaysıyla sorunun cevabını siz verirseniz daha iyi olur.

Kaynak: TCMB ve kendi hesaplarım.

1 yorum:

  1. Sorunun cevabını ben vereyim mi.Kredi ve inşaata dayalı yapı başımıza yıkılacak.

    YanıtlaSil