4 Şubat 2017

Dolar kuru burada kalır mı?

Bu günlerde telefon edenler, hatırımı sormadan doların durumunu soruyorlar. Haklı olabilirler. Çünkü hızlı bir yükseliş sürecinden sonra dolar kalıcı bir düşüşe mi geçti merak ediyorlar.
Biliyorsunuz geçen yıl eylül ayında başlayan kurdaki yükseliş, başta dövizle borçlu olanlar olmak üzere çok geniş kesimleri vurdu. Borçlu şirketler kambiyo zararlarını bilançolarına nasıl yazacaklarını düşünüyorlar. Geçe yılın bilançolarını bağlamakla meşgul olan mali müşavirler ve patronlar zor seçenekler arasından en uygununu seçme savaşı veriyorlar. Bir yandan da gelecekteki borç taksitlerine hazırlık amacıyla döviz almaya çalışıyorlar. Döviz talepleri devam ediyor.
Öte yandan kurdaki geçişkenlik ve kış şartlarının etkisiyle enflasyon canavarı başını kaldırdı. Uzmanlar, geçen yılın düşük rakamları nedeniyle, şubat ayından sonra enflasyonda çift haneli rakamlara geri döneceğimizi söylüyorlar.
T.C. Merkez Bankası dövizdeki gidişi durdurmak için geleneksel olmayan bir yöntem uygulamaya başladı. Dövizin Türkiye’ye dönmesini ve/veya olanın çıkmamasını sağlamak için faizleri değişik bir yolla artırdı. Geç likidite penceresini devreye sokarak, uyguladığı faiz koridorunun üst seviyesinin de üstüne çıktı.
Olağan ortamda, likidite sıkışıklığı olan ve normal piyasalarda para bulamayan bankaların kullanması gereken bir seçeneği, para politikası aracıymış gibi devreye soktu. Böylelikle, kriz ortamında bankacılığın önemli öncü göstergelerinden birisini yok etti.
Sonunda yıl başında yüzde 8,3 civarında olan ortalama fonlama maliyeti yüzde 10,4’e yaklaştı. 200 baz puanlık bu artış dolarcıların hoşuna gitti ve dışardan tekrar para getirmeye ve/veya paralarını dışarıya götürmemeye başladılar. Ve bir aralar 3,94 TL ile rekor kıran dolar dün itibariyle 3,70 TL’nin altına kadar indi.
TCMB, dövizde istediğini elde etmiş oldu.
Ancak burada can alıcı bir soru ortaya çıkıyor: Bu faiz seviyesi geçici mi? Yani kısa bir süre sonra faizler düşürülecek mi? Burada “iki ucu kirli değnek” sorunu bir kez daha karşımıza çıkıyor.
Önce şunu belirteyim. Yukarıdaki enflasyon gelişmesine dönelim. Çift haneli enflasyon ortamında, fiyat istikrarını sağlamayı hedefleyen bir merkez bankasının, değil faizleri düşürmek, belki de yükseltmesi gerekecek. Nereye kadar soruna teknik hesaplar yapan uzmanlar çeşitli cevaplar veriyorlar. Hepsi çift haneli rakamlar. Benim yaklaşımım basit. Bu kadar dolarize olmuş bir ekonomide, yıllık TÜFE tahmininizin üstüne CDS (kredi temerrüt swabı) oranlarını koyun. CDS oranları bugünlerde 280 baz puan civarında. Hatırlatayım, bu da olması gereken en düşük düzey.
Ancak bilindiği gibi bir yandan kur oynaklığını azaltmak diğer yandan enflasyonu dizginlemek kolay iş değil. Hatta pek mümkün de değil. Sadece birisi ile boğuşmak gerek.
Kısacası, ister enflasyon ister kur oynaklığı hedeflensin, faizlerin düşmesi, teorik ve piyasa gerçekleri açısından pek mümkün değil.
Ancak Merkez Bankası uygulamanın geçici olduğunu ısrarla belirtiyor. Çünkü bankaların yükselen faizleri bir süre sonra, önce mevduata sonra kredilere yansıtmak zorunda kalacaklarını biliyor. Böylesi bir gelişmeyi hiç istemeyen TCMB, kurdaki hareketin manipülatif olduğunu düşündüğünden yüksek faizden bir süre sonra dönülebileceğine inanıyor.
İşte sorun da burada. Eğer bir süre sonra faizler düşürülmeye başlandığında; dünyadaki şaşkın ve gergin ortam düzelmez, bölgedeki jeopolitik riskler ve terör azalmaz, politik bölünmüşlük bitmez, enflasyon çift hanede kalır ve başta şirketlerinki olmak üzere döviz talebi kesilmezse, dövizin tekrar yukarılara döneceğini görebiliriz.
Ama faizler düşmezse zaten sorunlu olan büyüme, işsizlik ve borç sorunun biraz daha derinleşmesi olasılığı artar.
Dedim ya, iki ucu kirli değnek vaziyeti.


SON SÖZ: Kararlar, çok kez saatlerimize benzerler; hiç birimizinki birbirine uymaz, ama yine de kendimizinkine güveniriz. (Alexander Pope)

2 yorum:

  1. Emisyona başvurulması ciddi likidite sıkıntısı olduğunu gösteriyor.

    YanıtlaSil
  2. Bu kadar olumsuzluğa rağmen reel piyasalar nasıl ayakta durabiliyor? Bankalar ortalama %11 ile borçlanarak nasıl % 9.6 (aylık %0.80) konut kredisi verebiliyor?

    YanıtlaSil