9 Kasım 2016

Farklı düşünmek mümkün: 21. YY İçin Planlama

Benim de çalışmalarına son birkaç yıldır katkı sunmaya çalıştığım bir grup insan, Prof. Dr. Bilsay Kuruç’un öncülüğünde, 2011 yılından bu yana seminerler dizisi organize ediyor.
Çalışmalar, Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) Dekanlığı ile Mülkiyeliler Birliği’nin akademik ve maddi destekleriyle yürütülüyor.  Son olarak çalışmalarımızı bir web sitesinde bir araya getirdik. (www.21inciyuzyilicinplanlama.org) Böylelikle, çok değerli sunumları ve konuşmaları hatta kitaplara internet ortamında erişim sağlanmış oldu.
Bana sorarsanız, çalışmaların esas amacı farklı düşünülebileceğini her yaştan (!) gençlere göstermek.  

Bu bağlamda içimizde en gencimiz olan sayın Prof. Dr. Bilsay Kuruç hoca çalışmaların ne amaçla yapıldığını şöyle özetliyor.


“Bu sistemli çalışma düzeninin kurulmasının genel nedenleri şöyle özetlenebilir:
           
21. yüzyılın öngörülebilen farklılığını, belirsizliklerini ve ipucu niteliğindeki çizgilerini teşhis etme, tartışma ve değerlendirme zorunluluğu;

Türkiye gibi 70 milyonu aşan ve genç nüfusa sahip (ve 2050’ye kadar sürecek bir gençlik trendi gösteren) bir ülkenin önümüzdeki uzunca dönemde, 21. Yüzyılın getireceği yenilikleri doğru kavrayarak tarihi bir dönüm noktası yakalama olanağını araştırma ve irdeleme;

21. yüzyılın öncelikle bilimler dünyasında (temel bilimlerde olduğu kadar sosyal bilimlerde de) hızlanacağı ve yeni çeşitlenmelerle zenginleşeceği anlaşılan gelişmelerini yakından ve dikkatle izleme gereksinimi;

Bilimin teknolojiyi yönlendirme ve şekillendirme kapasitesinin artışını, yine bilimin kamu yönetimine ve iş dünyasına katkısının kaçınılmaz şekilde olgunlaşacağını doğru ve gerçekçi boyutlara yerleştirebilme;

Teknolojinin uygulanma süreçleri içinde, mühendislik alanlarında olduğu kadar toplumsal alanda, işlerde ve insan ilişkilerinde de hızlanan gelişmelerini doğru kavrayabilmek ve bunları toplumsal yararın kriterleri ile bağdaştırabilmek;

Özel olarak, Türkiye’ye ilişkin gözlemlerle oluşan nedenlerin bir özeti şöyle belirtilebilir:

Son yirmi, otuz yılın toplum ve siyaset katında yaşanan gelişmeleri, Türkiye’nin 21.yüzyılın getireceği yeniçağa adım atabilme noktasından uzak kaldığını gösteriyor.

Söz konusu gelişmeler, kısa vadeli görüşlere ve geçici çözümlere prim kazandırma özellikleriyle, Türkiye’de uzun vadeli yaklaşımlarla olgunlaşabilecek bir entelektüel kapasitenin beslenemediğini yansıtıyor.

Üniversitelerde ve bunların çevresindeki bilim merkezlerinde uzun vadenin tartışılması ve öneriler oluşturulabilmesi erteleniyor ve sınırlı kalıyor.

Ülkenin ticarette ve finansta dünyaya uzun süredir açılmış olması, çeşitli meslek alanlarında, uzun vadenin sistematik ve anlamlı biçimde tartışılmasını sağlayacak platformlar yaratmamış görünüyor.

Kamu yönetimi alanında ise, bu yönde herhangi bir yaratıcı ipucuna sahip değiliz.
                       
Bu tablo, akademik dünya da dâhil, ülkede 21.yüzyılın yeni bir çağ olacağını algılama, bunun çeşitli alanlarda ve bütün halinde tasarımlarını yapma ve bu zeminde yeni, zengin tartışmalar yaratma kapasitesinin zayıf ve önemsiz kaldığını gösteriyor.


Özelikle bilgiye ve farklı düşüncelere ilgi duyan her yaştan (!) gencin web sitemizden yararlanabileceğini düşünüyorum. Her yıl bahar aylarında yapılan çalışmaları izlemeniz ve varsa önerilerinizi bizimle paylaşmanız bize güç verecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder