10 Aralık 2015

Yeni nesil bizden çok farklı

Dünyada devam eden ekonomik sorunlar için çözüm arayışları devam ediyor. İktisatçılar başta hanehalkının ve şirketlerin neden harcamalarını azalttıklarını anlamaya çalışıyorlar.

Bu bağlamda ING Bank çoğunlukla gelişmiş ülkeleri kapsayan yeni bir kamuoyu araştırmasının sonuçlarını paylaşmış.

Arkadaşımın gönderdiği özeti aktarayım.


Sonuçlar benim yaşıtlarım için oldukça ilginç. Gençler, doğal olarak, bizim gençliğimizden çok farklı.

Biliyorsunuz artık klasik ekonomi teorileri yetersiz gelmeye başladı, çünkü dünyadaki tüketicinin profili ve davranış biçimi değişmeye başladı (18-35 yaş arası). Gençler alışılmışın dışında reaksiyonlar veriyorlar. O yüzden onları algılamadan ekonominin seyrini ve gidişini anlamamız zor

Bu yeni tüketicilerin özellikleri ve yaşam felsefeleri nedir? 

Gençlerin bir bağımlılıkları yok.  Bu yüzden milliyetçilikten uzaklar. Dünya vatandaşı olmayı hedefliyorlar. Dinlere ve ideolojilere karşı soğuklar.

Ama hayvan haklarına, çevreye, insan haklarına duyarlılar. Genel olarak aktivistler. Sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyorlar. Algıları açık, çok hızlı öğreniyorlar.

Sabah 9 akşam 5 tipi işlerde çalışmak istemiyorlar. Yaratıcı, yükselen trendi olan, uluslararası işlerle ilgileniyorlar. Konut alıp, hayat boyu ev kredisi ödemek istemiyorlar.

Çoğunluğu evlenip tek bir kişi ile ömür geçirmeye sıcak bakmıyor.  Evlenirlerse de uzun sürmüyor, bir kaç yılda boşanıyorlar. İleri yaşlarda, belki bir çocuk yapabilir diyorlar. 

Lüks araba alıp borç ödemek istemiyorlar. Bu sistem hantal geliyor onlara. Duruma göre bisiklet, motosiklet, taksi ve metroyu tercih diyorlar.

Haute Coutere denilen lüks giyime de bakış açıları farklı. İmkânları olsa bile bu markalara büyük paralar harcamak  istemiyorlar. Onun yerine şık, spor, rahat kıyafetleri seçiyorlar. Sloganları “Ulaşılabilir Lüks”.

Teknolojiye ve iletişime sınırsız para harcayabiliyorlar. Çünkü bu onlar için özgürlük demek. Konuta, arabaya, lüks giyime para harcamak yerine eğlenceye, yeme-içmeye ve seyahate para harcıyorlar. Bir kaç yıl çok çalışırlarsa sonraki bir iki yılı dünyayı gezmek için ayırmayı hedefliyorlar. 

Emekli olarak ve konut alarak güvence sağlamakla ilgilenmiyorlar. Bunun yerine yükselen trendi olan işlerde yaratıcı buluşlar ve işler yaparak hayatları boyunca yetecek paraları kazanmayı hedefliyorlar. 

Anı yaşıyorlar. Tasarruf yapmıyorlar. Yani kısacası hayatlarını ev, araba, okul taksitlerine adamayı istemiyorlar.

Dolayısıyla genel ekonomi kuramlarında geçen “şu koşullar gerçekleşirse tasarrufa ya da tüketime yönelme olur” gibi teoriler işlememeye başlıyor. Çünkü tüketici profili değişiyor. Dünya ekonomisinde durgunluk baş gösteriyor. Klasik tüketim düşüyor.

Yukarıdaki saptamaların geniş bir kısmı bizim kent gençliğimizle uyumlu gibi. Sanki Gezi olaylarında ortaya çıkan ve hepimize “bunlar da kim” sorusunu sorduran gençlerin profiline benziyor. 

Gençlerin çoğunluğu bizim nesilden farklı olarak bireyci. Bu nedenle daha fazla özgürlük talep ediyorlar. Tepkilerini mitinglerde değil sosyal medyada dile getiriyorlar. Bir araya gelip konuşmayı, tartışmayı, eylem yapmayı pek sevmiyorlar. Böylelikle bir emir/komuta zincirine tabi olmadan siyasi ve/veya sosyal tavır aldıklarını düşünüyorlar.

Şirketlerin iş geliştirme bölümlerinin ve siyasi partilerin “olmayan gençlik kollarının” bilgisine sunulur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder