22 Ağustos 2014

Ekonominin sıcak para bağımlılığı siyaseti etkiliyor

Gündem yeni başbakan ve yeni hükümet. Dün akşam başbakanın kim olacağını öğrendik. Şimdi piyasalar ekonomiden sorumlu bakanın ve ekibini merak ediyorlar.

Eğer son genel başkan ve başbakan seçimi ilkelerine bakılırsa Sayın Ali Babacan yeni hükümette olsa bile gelecek Hazirana kadar görev yapabilecek. Ama bazı medya yorumcuları sürenin uzatılmasını istiyorlar. Bu yaklaşımlarının nedenini piyasaların Sayın Babacan’a olan güveni olarak açıklıyorlar.

Güven bir devlet ve ekonomi için en önemli sosyal sermayedir.


Gelişmiş ekonomileri gelişme yolundakilerden ayıran en önemli özellik kurumsallaşmadır. İnsanların bu dünyada fani olduğuna samimiyetle inananlar, devlettin devamlılığını sağlamlaştırmak için kurumları güçlendirirler. Bizim gibi ülkeler ise kurumları devamlı iğdiş ettikleri için insanlar öne çıkar. Bir insan giderse devletin, ekonominin çökeceğine inanılır.

Diğer bir deyimle, devlete ve kurumlarına olan güven olması gerekenden azdır. Bunun tarihsel nedenleri olduğu kadar ekonomi politikası seçeneklerinin de önemli etkileri olmuştur.

Yabancıların alacakları

Şimdi piyasa oyuncularının ve yabancıların neden belli isimleri ekonomi yönetiminde görmek istediklerinin nedenlerinden birine yakından bakalım.

Aşağıdaki Tabloda 2002 ve 2014 Haziran sonu itibariyle yabancıların portföy yatırımları ile dışarıdan alınan kredilerin toplamı görülüyor.

2002 sonunda 24 milyar dolar kadar olan portföy yatırımları toplamı geçen Haziran itibariyle 190 milyar dolara yaklaşmış. Artışın büyüklüğüne iyi bakın. Özellikle bankaların ve şirketlerin son dönemde ihraç etmeye başladıkları şirket tahvillerinin büyüdüğü gözden kaçmıyor.

Daha önemlisi özel sektörün yurtdışından aldığı kredilerdeki çok hızlı değişim. Türkiye son 12 yılda kamu borçlarını azalttı ama buna karşılık özel sektör, özellikle bankalar, dışarıdan milyarlarca dolar borç aldı. Dışarıya olan kredi borçlarının toplamı 305 milyar dolara yaklaştı. Bu on iki yılda üç kat artışa karşılılık geliyor. Ama bankalardaki artış daha hızlı. 2002 yılı sonunda 6,7 milyar dolar olan kredi stoku bu yılın ilk yarısında 90 milyar doları geçmiş.

Yurtdışında yerleşik kişilerin içerideki bankalarda açtıkları mevduatın toplamı da 47 milyar doları geçmiş.

Tablo: Yabancıların hisse senedi tahvil stoku


Gelinen noktaya daha geniş açıdan bakmak için aşağıdaki grafiği hazırladım. Hem sıcak para stokunun hem de uluslararası döviz pozisyonu açığının milli gelire oranı almış başını gidiyor. Rakamlar tarihi düzeyinde.
Grafik: Türkiye'nin döviz yükümlülüklerinin milli gelire oranı

Ne olur demeden önce 2000 ve 2007 yıllarındaki düzeylere ve sonrasındaki gelişmelere bir bakın.
Geçmişte yaşananların sonuçlarını hatırlayanlar yaklaşmakta olan dış değişimlere dikkat çekmeye çalışıyorlar. Ekonomi yönetiminde tecrübe kaybına tahammülleri yok. Bir anlamda, ekonomin geleceği sıcak para tarafından ipotek altına alınmış durumda. Sıcak paracılar ne derse o oluyor.


Ama yüz milyarlarca dolar alacağı olanların, piyasalarda etkili olacak her değişikliği yakından izleme ve söz söyleme hakkına sahip olduklarını, hoşlanmasak ta kabul etmek zorundayız. Suç onlarda değil. Ekonomiyi sıcak paraya mahkum edenlerde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder