17 Haziran 2014

Özel sektör yatırım yapmıyor

Ekonomik büyüme rakamı üç olmuş beş olmuş diye uzun tartışmalar yapılıyor. Çok az insan büyümenin nereden geldiğini ve nereye gittiğini izliyor, konuşuyor. Sıcak paraya dayalı büyüme modeli diyerek konunun kaynak tarafını dikkatle izliyoruz. Ama alınan paralarla ne kadar sanayi yatırım yapabiliyoruz, ithalatı azaltıcı önlemler alabiliyoruz pek ilgilenmiyoruz.

Bu gözlemden hareketle TÜİK verilerinden yararlanarak, özel sektör sabit sermaye yatırımlarına baktım. Çalışmalarımın sonucunda hazırladığım grafikler aşağıda.


İlk grafik özel sektör yatırımlarının çeyrekler itibariyle büyümeye katkısını gösteriyor. Görüldüğü gibi, 2011 yılının son çeyreğinden itibaren özel sektör yatırımlarının büyümeye katkısı çoğunlukla negatif. Diğer bir deyimle ekonomik büyüme kamu yatırımlarından, kamunun ve hanehalkının tüketiminden geliyor. Çoğumuzun  bildiği bir gerçek; Türkiye tüketerek büyüyor.



Özel sektör yatırımlarına biraz daha yakından bakarsak, büyümeye sağlanan pozitif katkının da nereden geldiğini daha iyi anlayabiliriz.

Bu bağlamda konuyu anlayabilmek için ikinci grafik bize biraz daha yardımcı olacak. Aşağıdaki grafikte özel sektör yatırımları makine-teçhizat ve inşaat olarak ayrılmış. Rakamlar yine TÜİK web sitesinden. Yatırımların dönemsel değişimini gösteriyor. (Tarih sıralamasının yukarıdaki grafiğin tersi olduğuna dikkatinizi çekmek isterim)

Görüldüğü gibi, özel sektör sadece 2013 yılının ilk çeyreğinde reel anlamada makina ve teçhizat yatırımını çoğaltmış. Onun dışında genellikle inşaat yatırımlarında reel artış var.




Sizi bilmem, ama benim oğlum, öğrencilerim iş arıyorlar. Hadi bir bölümünü turizm, bankacılık, muhasebecilik gibi hizmet sektörüne yerleştirdik diyelim. Tarımda çalışmayacaklarına göre, sanayi yatırımları da artmazsa nerede kalıcı iş bulacaklar?

Daha önemlisi makina-teçhizat yatırımı yapmayan özel sektör bu kadar dış borcu ne yapıyor? Sadece AVM, konut yatırımları ve ithalat için mi kullanıyor? Eğer böyleyse yakın gelecekte işimiz iş.

Son bir soru daha; yatırımlardaki reel azalmanın nedeninin arkasında ekonomik ve siyasi gelecekle ilgili risk algılamalarının ne kadar etkisi var? Bu konu önemli. Diğerlerinin yanı sıra bir de bu tür etkenler yatırım kararlarını yönlendiriyorsa, o zaman sorun ekonomik konjonktürle ilgili değil. Sanayicilerin, girişimcilerin risk algılarında büyük değişim var demektir.


Eğer böyle ise ne yapacağız? Yazı uzamasın burada keseyim. Cevabı yorumlarınızla siz verin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder