Gazete Habertürk’teki
habere göre; “Bereket Enerji kontrolünde bulunan, sırasıyla 2,6 ve 1,5 milyon
abonenin elektrik dağıtımını yapan Gediz
Elektrik ve Aydem Elektrik’in 650
milyon TL’yi bulan borç krizi” derinleşiyormuş. Şirket Türkiye Elektrik
Ticaret ve Taahhüt AŞ’ye olan borçlarını ödeyemiyormuş. Gazeteye göre sıkıntının
nedeni, özelleştirmenin dolar üzerinden yapılması. O günlerde dolar 1,80 TL
imiş. Oysa bugün 3,95 TL civarında.
Türkiye özelleştirme
meselesini 1980’lerden bu yana tartışıyor. Kökten yanlış diyenler olduğu gibi
savunanlar da var. Tartışmacıların çoğunluğu
konuya “mülkiyet” açısında yaklaşıyor. Kamuda olsun diyenler karşı
çıkıyorlar. Hayır, her şey piyasada, özel mülkiyette olsun diyenler de, nasıl
olursa olsun özelleştirme olsun diyorlar.
Bana göre önemli olan işletmenin mülkiyetinin kimde
olduğu değil, iyi yönetilmesi ve ekonomiye olan katkı sağlaması, yük olmaması. Bunun için öncelikle, kendinden çok, işletmenin içinde
faaliyet gösterdiği sektörün durumu önemli. Elektrik dağıtım işinde olduğu gibi “doğal tekel” söz konusu ise,
devlet o sektörü mutlaka tüketici lehine düzenlemeli ve denetlemeli. İster
kamu ister özel olsun şirketin tekel şartlarından yararlanarak, maliyetlerinin
tamamını tüketiciye yansıtmasının ve aşırı kâr etmesinin önüne geçmeli.
Dahası fiyatlamaya
müdahale etmeli. Ancak bunu yaparken, fiyat
belirleme işini bürokratların ve siyasetçilerin takdirine bırakmamalı. Hem
tüketici hem de iş yapan şirket, fiyatlamanın önceden belirlenecek kurallara
göre nasıl değişeceğini bilmeli. Örneğin, kur yükselince ve/veya faizler
artınca bunların şirketin maliyetlerine nasıl ve ne kadar yansıyacağı
hesaplanmalı ve bir formüle bağlanıp fiyatlandırma yapılmasına izin verilmeli.
İkinci
önemli konu işletmenin yönetim anlayışı. İster KİT olsun ister özel sektör,
eğer şirketin işletme anlayışı sektörün ve ekonominin güncel şartlarına
uymuyorsa “doğal tekel” piyasalarda kamu mutlaka müdahil olmalı. Verimlilik, aşırı istihdam vb. sorunlardan
kaynaklanan maliyet artışlarının fiyata yansıtılması kurala bağlanmalı. Düzenleme
ve denetimlerini buna göre yapmalı. Eğer gerekiyorsa şirketin yönetimine bile
müdahale etmeli.
Kısacası bu tür piyasalarda “saldım çayıra Mevla’m
kayıra” anlayışı olmamalı.
Dedik ya elektrik dağıtım
işi doğal tekeldir. O zaman özelleştirme yapmadan önce yapılacak iş, sektörün
düzenlemelerinin kâr amacı öncelikli çalışan özel sektöre göre yenilenmesidir. Umarım
EPDK bunun yasal ve idari gereğini yapmış ve gereğini yerine getiriyordur.
Ancak haberden anladığım
kadarıyla, çok sağlıklı işlemeyen birbirine bağlı iki konu var. İlki, haberde de belirtildiği gibi,
özelleştirmenin dövizle yapılması. İkincisi
elektrik fiyatlarına uzun zamandan bu yana zam yapılmaması.
Şirketler Özelleştirme
İdaresine döviz borçlu. Taksitlerini dolar olarak ödüyorlar. Bunun belli bir
sıkıntı yarattığının farkında olan devlet, yılbaşında çıkarılan bir OHAL KHK’sı
ile özelleştirme alacakları da dâhil, dövizli alacaklarının kurunu 1 $= 3,5338 TL
olarak sabitledi. Ama anlaşılan yetmemiş.
Sıkıntının nedeni belli.
Borçları döviz olan dağıtım şirketlerinin gelirleri, tüketiciden topladıkları,
para TL. O da hepsinden toplayabiliyor, yeteri kadar tahsilat yapabiliyorlarsa.
Toplasalar bile sorun bitmiyor. Çünkü dolar kuru yükseldikçe borçları artıyor.
Normal olarak şirketlerin bu maliyeti, fiyatlarına,
tüketiciye yansıtmaları gerekir.
Ama görüldüğü kadarıyla, onu da yeteri kadar yapamıyorlar. Otomatik fiyatlama
mekanizması olmadığı için kurdan gelen ek yük, dağıtılan elektriğin satın
alındığı KİT’e borç takarak azaltılmaya, şirket yaşatılmaya çalışılıyor.
Sonuç olarak, kur artışı
nedeniyle zam yapılmadığı için korunduğunu sanan tüketici, KİT’in zararını
bütçeden ödeyerek aslında başka bir alandan, gereğinden fazla vergi ödeyerek,
yükü omuzlarına almış oluyor.
Teşekkürler...
YanıtlaSilSatıldık!Tam değil.Suyumuzuda özelleştirsinler abdesini millet artık kumla alır.
YanıtlaSilDİN İNSANLARIN EN ÖZEL ÖZGÜRLÜK ALANIDIR.YORUMLARIMIZDA KULLANIRKEN DİKKATLİ OLUNURSA DAHA İYİ OLUR DİYE DÜŞÜNÜYORUM.
SilHakan bey;yorumun nesini beğenmediniz?Su bulunmadığı zaman kumla abdest almak dinen tamamen geçerli olan bir usul.
SilEkonomiyle ilgili bir yazıda dini benzetmeyle yorum yapılması ne kadar doğru bilemiyorum!
SilKanımca yorumcunun yorumundaki ana teması suyun özelleştirilmesi ki tamamen ekonomik bir konu,dine teğet geçmiş gibi..
YanıtlaSil