Kurumlar vergisi
rekortmenleri listesi açıklanınca şaşırdım. Liste birincisi adının
yayınlanmasını istememişti. Yıllardır adının açıklanmamasını isteyen gelir
vergisi rekortmenlerine alışmıştık. Ama bir kurum neden ülkesine, insanına
karşı şerefle yerine getirdiği bir görevin kamuoyunda bilinmesini istemez diye düşündüm.
Bu sabah gazeteleri
okurken şaşkınlığım kızgınlığa dönüştü.
HaberTürk’ten Rahim Ak ve Hürriyet’ten Sefer Levent, 2016 yılı kurumlar
vergisi rekortmeninin BOTAŞ olduğunu yazmışlar. Bilançolardan alınan sayılarla güzel
analizler yapmışlar. İkisini de kutluyorum.
Ben vergi uzmanı
değilim. Dolayısıyla bilanço rakamlarına çok girmeyeceğim. Arzu edenlere yukarıdaki
haberleri okumasını öneririm.
Ama geçmişe ait bir
bilgiyi paylaşmadan geçmeyeyim. Özelleştirme öncesinde TEKEL sık sık vergi rekortmeni olurdu. Tütün ihracatından yüksek döviz
geliri elde edilmesi amacıyla tütün fiyatları yüksek belirlenirdi. TEKEL, çok
tütün alır, içeride sigara ve alkollü içecek üretir satar ve tütün ihraç ederdi.
Adı üstünde tek üretici ve satıcıydı. Bu sayede vergi rekortmeni olurdu. Ama
genellikle çiftçiye yapılan destekleme ödemeleri nedeniyle nakit sıkıntısı
çektiği için vergilerini zamanında ödemezdi. Görev zararı alacaklarıyla mahsup
edilmesi için hükümetlere baskı yapmaya çalışırdı.
Bunların geçmişte
kaldığını düşünüyordum. Ama karşımıza yeni bir KİT çıktı.
Önce yüksek kar meselesine bakalım. Bir KİT kamu
parasıyla kurulur. Dolayısıyla kuruluşu Bakanlar Kurulunun Kararıyla olur. Hükümet
halktan topladığı vergi ile bir şirket kurar. Yöneticileri “müdebbir bir tüccar”
olmak zorundadır. Yani KİT yöneticilerinin, devletin, halkın malını yönetirken aynen kendi mallarını yönetirken davranacakları gibi,
tedbirli, güvenli ve ileri görüşlü biçimde hareket etmeleri gerekir.
Kapitalist ekonomide
bir şirketin amacı, her zaman ve her yerde kar etmektir. Eğer hükümet yasayla “görev
zararı” etmesi için bir KİT’i yetkilendirmemişse, yöneticiler kar etmek
zorundadır. Eğer edemezlerse, nedenlerini TBMM KİT Komisyonunda açıklamaları
gerekir.
Ancak KİT’ler için
faaliyet konusunda daha önemli bir görevleri vardır: Halka hizmet etmek. Eğer amaç
tek başına yüksek kar elde etmek olursa kamu parasıyla sermayelendirilen bir
teşebbüs, teorik olarak, kamu çıkarlarının hilafına faaliyette bulunabilir. Bu
bir KİT için yaman bir çelişkidir. Öncelik yüksek kar elde etmek mi olmalı yoksa
kamunun çıkarını korumak mı?
Her ne kadar buna çelişki
desek de asıl olan kamu çıkarını korumak olmalıdır. Kamu yararının önde olacağı
izahtan varestedir. Fakir halkın vergisiyle kurulan şirket ürettiği mal ve
hizmeti kime satacak? Halka. Yüksek kar elde edince yük kime binecek? Halka. O
zaman bunda bir yanlışlık yok mu?
Bazıları “Geliri
yüksek olsun, bol yatırım yapsın” diye düşünüyor. Konuya böylesi bir yaklaşım
kısmen doğru olabilir. KİT’in yatırımları için bütçeden kaynak alması yerine
kendi kaynaklarını kullanması destek gören görüştür. Nasıl olsa, bütçeden alınan
da vergidir, o da halktan alınıyor denebilir. Ancak yüksek karın dar ve sabit
gelirliler üzerinde olumsuz etkiler varsa o zaman götürüsü getirisinden çok
olabilir. Olayın bu yanının hesaplanması çok kolay değildir. Dolayısıyla kamu yatırımların
borç yerine vergi kaynaklarıyla fonlanması durumunda kamu otoritelerinin
dikkatli karar vermesinde yarar vardır.
Son olarak BOTAŞ’ın
adının vergi rekortmenleri listesinde yer almamasını çok ama çok yadırgadığımı
belirtmem gerek. Vergi rekortmeni olmanın neresi yanlış? Bu kadar kar doğru
değil, bir politika hatası var deniyorsa, alırsın KİT yönetimini koyarsın
kenara olur biter. KİT’in adını saklamanın pek izahı yok. Kamuoyu kendi
parsıyla yapılan yanlışları bilmek zorundadır.
Ama milyonlarca dar ve
sabit gelirliye pahalı doğal gaz satışının nedeni açıklanamıyorsa onu bilemem.
Onu hesabını da siyasi olarak verilir olur biter.
Yurt dışında yayınlanan Gazetelerde ,Suriyede petrol ticaretinden damadın şirketlerinin büyük karlar elde etmesi haberleri ile ilgisi var mıdır.?
YanıtlaSilbankaların geçen seneye göre 1,40 kat kar etmesini sorun yapanların geçen seneye göre(yaklaşık 550 milyon)16 kat kar eden kamu şirketi karşısında kıyameti koparması gerekmez mi.
YanıtlaSil