TÜİK Aile Yapısı Araştırması
önemli sonuçlar içeriyor.
Örneğin evliliklerin yüzde 60’ının görücü usulü ile yapıldığını öğrenince
aklıma Türkiye’nin ne kadar şehirleşebildiği aklıma geldi. Son 40 yılda, köyden
kente devasa bir göç yaşandı. Önceleri nüfusun yüzde 25’i şehirlerde yaşarken
şimdi yüzde 80’ininden fazlası mekân olarak şehirlerde yaşıyor. Mekân olarak
diyorum çünkü davranış olarak kırsal alışkanlıkları sürdürüyorlar.
Diğer bir veri de eşler
arasında yaşanan sorunlar. En fazla
sorun yaşanan konu yüzde 5,9’luk oran ile ev ile ilgili sorumluluklarmış.
Bu sadece şehirde yaşayan ve çalışan çiftlerin sorunu mu acaba? Erkekler ev
işlerinden kaçarak yapılması gerekenleri hep kadınlara bırakıyorlar sanırım. Bana
ilginç gelen bir sorun da yüzde 5,4 ile
sigara alışkanlığı. Aileler sigarayı yaşamlarını olumsuz etkileyen bir
davranış olarak kabul ediyorlar.
Bunlar sosyolojik konular.
Ben anladığım alana, ekonominin
aile yaşamına etkisine bakmaya çalışacağım.
Ne yazık ki ekonominin en çok etkilediği sorun boşanma.
Son yıllarda hızla artan boşanmaların aile ve toplum sağlığını ne kadar olumsuz
etkilediğini anlatmama gerek yok. Kendisi veya yakın çevresinde boşanma
yaşayanlar dertleri çok iyi bilirler.
2015 yılında evlenme sayısı yaklaşık 603 bin. Buna karşılık
boşanmalar 132 bini geçmiş. Diğer bir yaklaşımla
her evlenen 5 çifte karşılık bir çift boşanmış. Bana göre oldukça yüksek bir
rakam. O zaman toplumda gittikçe büyüyen bir yara haline gelen bu sorunun
nedenlerini ve sonuçlarını iyi araştırmakta büyük yarar var. Görünen o ki, artan işsizlik, büyüyen borç rakamları,
yüksek enflasyon ortamında düşen reel gelir gibi konular şehirlerde yaşamayı
zorlaştırıyor. Kırsaldan ne kadar destek alınsa da yetmiyor. Aileler var
olan dertlerinin yanı sıra bir de ağır geçim sıkıntısıyla boğuşmak zorunda
kalıyorlar.
TÜİK araştırmalarına göre; Türkiye’de
boşanma nedenlerinin başında yüzde 50,9 ile sorumsuz ve ilgisiz davranma var. Ardından yüzde 30,2’lik oranla evin
ekonomik olarak geçimini sağlayamama geliyor.
İlginç olan şey, geçim derdinin
kadınlar için erkeklerde daha fazla öne çıkıyor olması. Kadınların boşanma nedenleri sıralamasında evin ekonomik geçimini
sağlayamama yüzde 42,6 ile ikinci sırada geliyor. Aile içi şiddet yüzde
24,5 ile üçüncü sırada yer alıyor. Bir anlamda ekonomik yokluklar şiddetten
daha fazla.
Buna karşılık erkekler için en
büyük boşanma nedeni yüzde 40,2 ile sorumsuz ve ilgisiz davranma. Ardından eşin
aile içi ilişkilere karışması geliyor. Geçim
derdi erkekler için arka sırlara düşüyor. Aslında kadınların çalışmadığı
bir toplumda erkeklerin görevi olan evi geçindirmeye bu kadar ilgisiz kalmaları
da dikkat çeken bir konu.
Aslında külahımızı önümüze
koyup derin derin düşünmemiz gerek. Hayatın amacının mutlu bir ortamda yaşamak
olduğuna hepimiz inanıyoruz. O zaman ekonomik
büyüme insanların gelirlerine yansımıyor, hayatlarını kolaylaştırmıyor ve
mutluluklarını çoğaltmıyorsa bir sıkıntı var demektir. Büyümenin kime
yaradığını kime yaramadığını araştırmamız lazım.
Kim bilir, belki buna bağlı olarak büyüme modelini değiştirmemiz gerekecek.
Son söz: Boşanmayı hoş görmek,
ahlaksızlığı haklı görmektir. (De Bonald)
Sayın Özyıldız, bu gibi yazılarınızda mümkünse kullandığınız bu çalışma vb'nin linkini de paylaşabilir misiniz?
YanıtlaSilTeşekkürler.
Toplumu teşkil eden bireyler yaşamın gereği olan sorumlulukları öteleyip hep sonra dediği müddetçe bu sosyal olgular gitgide büyüyerek içinden çıkılmaz hale gelmekte.Boşanmalar bu sorunların içinde belkide en önemlisi ,zira toplum aileden oluşmakta ve aile müessesesi söylediğiniz gibi çatırdayınca toplumda maalesef çökecektir.
YanıtlaSilTurkiye kentlesmeyi beceremedi. Bana kalsa 35 sene onceki oranlar olsa gunumuzde inanin daha iyi olurdu. Evliklten konu acilmis evlilikte kirsal davranan turkiye bosanmada kentsel davraniyor yani gorucu usulu ile evlenen turkiye gorucu usulune uygun olmayan istatistikle bosaniyor. Bakiniz 1981de turkiyede isgucune katilim orani %60 o gunden bu gune iniyor oran keske koyden kente goc etmeseydik de tarim gida et urunlerimizi de ithal etmez pahaliya yemezdik kentlerimizi de perperisan etmezdik koylere gelince de koysel kalkinmayi feyiz ali yerinden kaklinma yapardik. kentler koy oldu buyuk bir varos.
YanıtlaSil